Real Zaragoza'ya varlık gösteremediği maçta, Kadıköy'de 1-0 kaybetti Fenerbahçe, 3 gün sonra Kayserispor'a 7 tane attı. Kayseri nere Zaragoza nere değil mevzu. Bir tarafta kulübedeki koltuğu ısıtan Daum vardı, diğer tarafta sürekli kenardan takımına direktif veren Victor Munoz. Kayseri'ye atılan her golde kenarda coşan bir Daum vardı bu arada. Ve o yönetim, Fabio Luciano'ya emanet stoper mevkiine transfer yapmak yerine Van Hoojidonk, Tuncay, Nobre ve Alex'in olduğu hücum hattına Anelka'yı transfer etmişti yürüye yürüye şampiyon olmak için... Milan Arsenal'den önce Fenerbahçe'yi Kadıköy'de son kez mağlup eden takımdı. O Milan maçı da Daum'un Kadıköy'deki son Avrupa macerasıydı. 4-0 yenilmişti Fenerbahçe, yine 3 gün sonra son yıllarda Ali Sami Yen'de gösterdiği en dominant performanslardan birini gösterip 1-0 kazanmıştı, üstelik Alex'siz... Evet Aziz Yıldırım'ın 3 sene üstüste şampiyonluk hedefine en uygun teknik direktör Daum. Aragones değil, Daum'dur Aziz Yıldırım'ın tam kafasına göre olan teknik direktör. Ancak Daum asıl o er meydanlarında, Ramon Sanchez Pizjuanlar'da Zico duruşu sergileyebilir mi, ona pek inanmıyorum...Salı, Haziran 30
Tam kafanıza göre
Real Zaragoza'ya varlık gösteremediği maçta, Kadıköy'de 1-0 kaybetti Fenerbahçe, 3 gün sonra Kayserispor'a 7 tane attı. Kayseri nere Zaragoza nere değil mevzu. Bir tarafta kulübedeki koltuğu ısıtan Daum vardı, diğer tarafta sürekli kenardan takımına direktif veren Victor Munoz. Kayseri'ye atılan her golde kenarda coşan bir Daum vardı bu arada. Ve o yönetim, Fabio Luciano'ya emanet stoper mevkiine transfer yapmak yerine Van Hoojidonk, Tuncay, Nobre ve Alex'in olduğu hücum hattına Anelka'yı transfer etmişti yürüye yürüye şampiyon olmak için... Milan Arsenal'den önce Fenerbahçe'yi Kadıköy'de son kez mağlup eden takımdı. O Milan maçı da Daum'un Kadıköy'deki son Avrupa macerasıydı. 4-0 yenilmişti Fenerbahçe, yine 3 gün sonra son yıllarda Ali Sami Yen'de gösterdiği en dominant performanslardan birini gösterip 1-0 kazanmıştı, üstelik Alex'siz... Evet Aziz Yıldırım'ın 3 sene üstüste şampiyonluk hedefine en uygun teknik direktör Daum. Aragones değil, Daum'dur Aziz Yıldırım'ın tam kafasına göre olan teknik direktör. Ancak Daum asıl o er meydanlarında, Ramon Sanchez Pizjuanlar'da Zico duruşu sergileyebilir mi, ona pek inanmıyorum...Bir Transferden Daha Öte

Çarşı Michael'a Karşı Değil
Transfer Nostaljisi #3

Funchal

Marsilya'ya Gidemeyenler

Pazartesi, Haziran 29
Bir Gazi daha geçti
Miramis kazandı Gazi Koşusu'nu. Sonuç aslında anormal değil, fakat beklenmedik performanslar oldu, Monte Negro mesela değil tabela yapmak ilk 10'a bile giremedi ve eküriyi hayal kırıklığına uğrattı. Çok fazla irdeleniyor bazı şeyler, İnderesi için ne yapacağı belli olmaz falan deniyordu, yahu o kadar da belli değil değil işte. İnderesi bu sonuçta fazla da birşey beklememek lazım. Eğer Gazi'yi bu tay kazanacaksa o zaman seviye düşük demek lazım. Mucize İçimizde

Engin Baytar Memleketinde

Nuri Alço Desteği

Ne alaka?
Sabah gazetelere göz attığımda Juan Sebastian Veron'un Bursaspor'a transfer olacağına dair haberler gördüm. Daha önce Davids'in Kocaelispor'a ve bugünlerde Çin'de top koşturan Denilson'un Manisaspor'a transferleri ile ilgili çok şey yazılıp çizilmişti. Birşey çıkmamıştı nihayet işin ucundan. Gerçi üç büyükler haricinde Anadolu'ya böyle bir transfer olsa en azından tarnsfer eden takımın şehri için bile büyük sükse olurdu bu. Haberle ilgili Bursa cephesinden "ilgilenmiyoruz" diye açıklama gelmiş. Bursaspor'un Veron'la ilgilenmemesi de güzel. Ama ben olaya oradan bakmıyorum. Bugün futbol piyasasında isim yapmış ve yaşları kemale ermiş futbolcuların, istedikleri parayı alabilecekleri en kaliteli liglerden birisi Turkcell Süper Lig. Öyle ya hala daha geldikleri yerde kral olduklarını ispatlayacakları, olgunlukla önderlik ettiklerini ispatlayacakları bir Şampiyonlar Ligi mevcut. Üstelik ciddi bir futbol seyircisi de cabası. Şu an bu durumda olan birçok futbolcu sayabiliriz. Fiorentina'ya gitmeden önce Crespo bunlardan biriydi mesela, Katar'a giden Juninho öyle. Dedikodu bunlarla da olabilirdi. Neden özellikle Veron ismi üzerine dünya kadar şey yazılıp çizildi bugün? Ve neden Bursaspor? Ben bir anlam veremedim bu işe. Bursa ağırdan satınca 34 yaşındaki Veron'un piyasası mı düşecek? Gazetelerde Bursa'yı gezmeye geleceğine kadar vardırılmış iş. Fanatik gazetesinde de Veron ve Messi'nin fotoğrafları yanyana. Manşet "işte Bursaspor'un bombası". Acaba "ulan Messi'yi mi alıyoruz" diyen Bursalı var mıdır? Ne diyelim Veron gelsin toparlasın Bursa ortasahasını, "en sevdiğim yemek de iskender" diye demeçler versin... Süleyman Daum

Pazar, Haziran 28
Flamenkocu
"FIFA Konfederasyon Kupası’nda bugün ev sahibi Güney Afrika ile üçüncülük maçına çıkacak İspanya Milli Takımı’nda bulunan Güiza, basın toplantısında, Michael Jackson’un ölümüyle ilgili de görüş bildirdi. Jackson’un ölümünden dolayı üzüldüğünü, ancak sanatçının büyük bir hayranı olmadığını söyleyen golcü, “Ben Flamenkocuyum” dedi."Cumartesi, Haziran 27
Philly Falzone
Philly Falzone, Prison Break 1. sezonda Fox River'a gelip gelip John Abruzzi'nin canını sıkardı. Tehditlere pabuç bırakmadı Abruzzi. Severdik Abruzzi'yi. Tünel kazılırken "aaahh Sicille" demesini unutmayız. Falzone ise Michael'ın katakullisiyle Fibonacci'ye ulaşacağım diye tutuklanmıştı. İyi de olmuştu, sevmezdik Falzone'yi...Vassel

Edebiyat Fakültesi

83. Gazi Koşusu
Gazi Koşuları'nın farklı anlamlar taşdığını belirtmiştim hep. Bu yıl ki biraz öyle olacak. Hepsini ayrı ayrı olaylarla hatırladım, bu yıl koşulacak olanı da "abimin evlendiği gün koşulan Gazi" diye hatırlayacağım. Koşuda bana göre şanslı olan isimlerle, şanslarını değerlendirelim:Yurdum okuyucusu
Bu gazetelerin internet sayfalarındaki okuyucu yorumları için ekşisözlükten tutun da diğer birçok sözlük ya da benzeri oluşumlarda veya televizyon programlarında çeşitli yorumlar getirildi. Dalga geçildi çoğunlukla. Youtube'da bile alakasız yabancı bir klibin altında küfürleşen Türkler gördük, tebessüm ettik. Benim örneğim milliyet okuyucu yorumlarından. İngiltere'de 15 yaşındaki bir çocuk kendisine emanet edilen bebeği döve döve öldürmüş. Gelen yorum ise ilginç "çocuk çocuğa emanet edilmez, nasıl baksın"... Sanki çocuk bebeğe yemek yedirirken, bebeğin nefes borusuna birşey kaçmış gibi bir yorum. Ulan döve döve öldürmüş işte psikopat. Çocuğun mahkemede verdiği demeç de enteresan: "Hiç bir kurum benim kendimi cezalandırdığım gibi beni cezalandıramaz." Okeye dördüncü şimdilerde...
Bir bilgisayar oyununda 4. nakavtta ünlü bir rap şarkıcısına mağlup oldu Mike Tyson geçtiğimiz günlerde. Okeye dönmeye başladığından beri hayatını ve demeçlerini daha yakından takip ettim. Küçük kızının talihsiz ölümünden sonra yavaş yavaş hayata dönmeye başlamış. 90'ların sonlarında uzun uzun reklamı yapılırdı bu adamın maçlarının, sabahın köründe kalkar, maçı izlerdik, 45-50 saniye sürerdi bütün hikaye ve yatardık gerisin geri. Hemen nakavt olan adamlara çok kızardım o an. Biraz daha dayak ye dimi, ne hemen düşüyorsun?Cuma, Haziran 26
Gazi öncesi kısa hatırlatmalar # 2
En son 2002 yılında kalmıştık. Bu yazı serisi de Ömer Güvenç'in Beşiktaş'ın şampiyonluk öyküsü gibi öykülerinden değil. Ama işte 10-12 yılı aynı yazıda anlatmayalım diye kısım kısım gidelim istedim. 2003 yılı Gazi Koşusu farklı anlamlar taşıyordu benim için. Gazi Koşuları'nın seneler içinde her zaman okulların kapanmasını çağrıştırdığı, Enternasyonel Yarışların ise açılmasını çağrıştırması 2003 yılında değişti ilk defa. Çünkü o yıl ÖSS sınavı vardı ve Dinyeper'in Grand Ekinoks'u burun ucuyla geçtiği yarışın olduğu gün sınava girmiştim. Ayrıca okulların eylül ayında açılması gibi bir sıkıntı olmadığından daha bir keyifle izlemiştim Enternasyonel yarışları. Kaldı ki o sene Malazgirt Koşusu'nu da Ersanhan kazanmıştı, ekleyelim. Bu özel yılda şimdiye kadar hiç bir tay Perfect Storm kadar favori girmemişti yarışa. Zaman zaman ciddi sürprizlerin de yaşanabildiği böyle bir yarışta 1.15 gibi bir muhtemel, Perfect Storm'un ne kadar ağır favori olduğunun en bariz ispatıdır sanırım. Ancak yarış beklenildiği gibi gelişmedi ve bültenlerin sert jokeyi Bekir Gökçe ile dış kulavrdan kopan Sufi kariyerinin tek başarısını elde etti belki de.Morardığım An

Rakip Brezilya

Bernd Schneider

Oralar Bırakılır Mı Be
Tamam bizim vatan cennet vatan. Ben de çok seviyorum. Ama Nihat'ın şu yaptığı da hiç akıl karı değil. Ulan o Akdeniz sahilleri bırakılıp İstanbul'a gelinir mi be? Biz memleket sevdasına kapıldığımız için dışarı gidemiyoruz. Semtimiz, mahallemiz diyerek hareket edemiyoruz. Gidip burayı özlemekten korkuyoruz. Hal böyle olunca da gidip geri dönene de anlam veremiyoruz. İnşallah para için değil sevda için dönmüştür. Biz de öyle yaptık çünkü. Güneyi bıraktık İstanbul'a döndük.
Ümit Karan

Oyuncu Alışverişi

Siyahla Beyazı Ayıran Çizgi

Perşembe, Haziran 25
Gazi öncesi kısa hatırlatmalar # 1
Fotodaki Bold Pilot'ın 1996 yılında bu koşuyu kazanırken yaptığı 2.26.22'lik derece bir rekor olarak tarihe geçti ve o yıldan sonra bu rekoru kırabilen olmadı. İki tip Gazi birincisi var bence. Birinci tipin yarış hayatındaki en büyük ve belki de tek başarı Gazi Koşusu'nu kazanmak. Benim de şahit olduğum yakın geçmişte Bartrobel, Caprice, Fernando ve Sufi gibi isimler bu gruba dahil. Diğer grup ise sadece Gazi'yi kazanmakla kalmayıp yarış hayatları boyunca muhteşem işlere imza atmış isimlerden oluşuyor. Başta Bold Pilot olmak üzere Grand Ekinoks ve YavuzStar bana göre bu gruptalar. Bir de Gazi kazanamamasına rağmen yine başarılar kazanmış Trapper, Champs to Champs ve Medya gibi isimler de var, ekleyelim.Die Hard

Yerlinin Yerlisi

Nihatlı Beşiktaş

Kadroya bakalım. Resimde üst tarafın ortasında düğün sahibi gibi duran futbolcu Nihat Kahveci. Ne de olsa Özkaynak'tan gelen odur. O toplama takıma evsahipliği yapacak sempatikliğe ve geçmişe sahiptir. Onla beraber altyapıdan çıkan Yasin her an gidecekmiş gibi duran bir ürkeklikle bakıyor fotoğraf makinasına. Fakat Nihat'tan daha fazla kalmıştır. Tabi Nihat bugün geri dönerken Yasin'i hatırlayan olmaması da gayet doğal.
Fotoğrafta Nihat kadar gülen ve mutlu olan isim Ahmet Dursun. Ahmet durmuş, Seba gitmiş. Nasıl gülmesin. Bu fotoyu sezon başında çekilmiş kabul edersek, Ahmet'in hayatının en muhteşem günü kısa bir süre sonra yaşanacaktı. Barcelona'ya 2 gol attığı gece Ahmet Dursun ismini ezberletti herkese. Nisan ayında Samsunspor maçında kaçırdığı penaltı ise lale devrini sona erdirdi. Bavulunu toplamaya o maçla başladı belki de.
2001'den bahsedip (sadece Beşiktaş için değil, Türk futbolu için) Nouma'dan bahsetmemek olmaz. Ortanın ortasında çok efendi bir şekilde duruyor. Bu resme bakıp Nouma ile tanışan kişi kesin "efendi, sessiz bir topçu aldık baksana nasıl duruyor" demiştir. Yaptıklarını, yaşattıklarını iyi biliyoruz. Bir de o dönemin fırtınalı aşkının baş aktörüydü Nouma. Nouma-Ahmet ikilisi o kadar farklı muhabbetlere konu oldu ki hiç değinmek bile istemiyorum.
Fiziğiyle fotoya damga vuran isim kesinlikle Sead Halilagiç. 2 ay önce mayıs ayında kayıtlara kendi kalesine gol atıp şampiyonluğun gitmesine neden olan futbolcu diye geçen şair stoper. Sakatlıklar peşini bırakmadı. Bu sezona dair akıllarda kalan tek şey Milan'a San Siro'da attığı penaltı golüdür.
Halilagiç olmayınca defans hattı, Rahim Zafer'e, Ali Eren Beşerler'e kalmıştı. İkisi de aynı sırada fotoğrafta. Bir de Erman Güraçar var. Ertuğrul Sağlam'a karşılık Samsunspor'dan alınan hızlı savunmacı.
Ön sıra ustalara saygı kuşağı gibi. Ağır abiler orada. Ama Ayhan'ın ne işi var çözemedim. Herhalde şu düşünülmüş. Takımın iki kaptanı, en yetenekli yabancı futbolcusu ve en pahalı futbolcusu aynı sırada olsun. Şifo ve Tayfur yanyana. Şifo o sene Pascal ile beraber top oynayan tek futbolcu Beşiktaş'ta. Tayfur liderliği öğreniyor, 2003'te takımı şampiyonluğa taşıyacak. Münch 1 sene kalıyor ki bana göre 21.yüzyılda Beşiktaş'a gelen en güzel iki yabancıdır. Diğeri de Giunti'dir. Ayhan ise Beşiktaş'taki son sezonunda. Anadolu turuna çıktı çıkacak diye bekliyoruz. Ama "Galatasaray'a gitmek istiyorum" diyince bizim yönetim boş durmayacak ve onu kadroya dahil edecekti. Şu an bizim takımın kaptanı. Alt sıra hakikaten ağır abilermiş öyleyse.
Yasin ile Nouma arasındaki isim Fazlı Ulusal. O yaz döneminde transfer oluyor İstanbul'a. 3Mayıs 2000'de Diyarbakır'da Antalyaspor ile kupa finali oynayarak geliyor Dolmabahçe'ye. İmza attığı hafta gazetelerde şunu dediğini okuyoruz ve arkadaşlarla hala gülüyoruz: " Çok klasım 30 gol atarım." 3 tanesi Üsküdar Anadolu'ya olmak üzere 6 gol atıyor tüm sezon boyunca.
Kaleciler en altta. Ike Shorunmu, Leeds faciasına kalede olan isimdi. Fevzi ise başlı başına bir faciaydı. O sezon çok sıkıntılı değildi belki ama bir sezon öncesinde yaptığı hata ve bir sezon sonra yaptığı hatalar oldukça başını ağrıtmıştı. Teknik Direktör Nevio Scala beyninden rahatsız olduğu gerekçesiyle gönderilmeden önce İstanbul'un güzel güneşli günlerini yaşıyor.
Bir de Nihat'ın yanındaki İbrahim'e değinelim. O Nihat, Beşiktaş'tan gidip bugün geri dönerken aradan yılar geçiyor. Aynı gün İsmail Köybaşı sol tarafa transfer ediliyor. Fotodaki Markus Münch'ün bile kesmekte zorlandığı İbrahim'i 19 yaşındaki bu oğlan kesmeye çalışacak. Daha önce gelip kimsenin başaramadığı olayı gerçekleştirmek için uğraşacak. O zaman şunu diyebiliriz: Beşiktaş'ta değişmeyen tek şey İbrahim Üzülmez'dir.
Herşeyin Başladığı Maç

ABD 2-0 İspanya
ABD'nin kazanmasını istedim diye Amerikan sempatizanı mı olduk bilmiyorum. Bildiğim iki şey var; birincisi bu millet her zaman güçsüzden yana oldu. O 90 dakikada güçsüz taraf ABD idi. Nihayet biz de Obama'nın selamın aleykümüne, coğrafyadaki bütün antipatiye rağmen aleyküm selam diyebilmiş topakların çocuğuyuz. Bu işin ayrı bir boyutu. İkincisi ise, bu oyunu dünyada en iyi oynayan milletin, milli takımının rekorunun kırılmasını Allah istemedi sanırım. Hadi üçüncüyü de ekleyeyim, Sergio Ramos'a iyi oldu anasını satayım...Gölgede Aynı

St.Petersburg'u gösteren oklar ve Fenerbahçe'nin muhtemel ilk 15'i
Zenit'in teklifi 10 milyon euro artı Fatih Tekke. Alex'in Semih'ten sonra belki de Türkiye'de en çok övdüğü adamdır Fatih Tekke, çok röportajında onu övdüğünü, tarzını beğendiğini bilirim. Transferin gerçekleştiğini varsayalım, bence büyük bir yükten kurtulmuş olur Fenerbahçe. Yoluna Semih ve Fatih Tekke ya da başka bir yerli forvetle devam edip, o paraya da Lugano'nun boşluğunu doldurması, transfer haberini okuyunca aklıma ilk gelenler oldu. Guiza'nın geçtiğimiz yıl vazgeçilmez bir performans göstermediği aşikar. Ama Guiza satılsa bile, gider bir yabancı forvet alır yönetim. Yabancı forvet oyuncusu transfer etmek Fenerbahçe'nin geleneklerinde var. Atkinson'lardan Moldovan'lara, Washington'lardan Anelka'lara irili ufaklı çok yabancı forvet ekmeğini yedi bu kulübün. Gelir gelmez "Galatasaray maçlarının önemini arkadaşlarımdan öğrendim, kesin golüm var" gibisinden açıklamalar duymayalım bu yaz. Yine öyle olur sanırım transfer gerçekleşirse. O yüzden şahsen pek istemem Guiza'nın gitmesini, yaz sıcağında "kim gelecek acaba" diye kafayı yemeyelim biz de...Çarşamba, Haziran 24
Oynayın Çocuklar...

Eve Dönüş

Efes Pilsen'den İlk Bomba

Türk baketbolu 2010'a hazırlanırken, 2001'de Türkiye'den altın madalya ile dönen Rakocevic İstanbul'a geliyor. Euroleague sayı kralı Igor bakalım Abdi İpekçi parkelerinde neler yapacak?
Bu arada bayan basketbolda da Galatasaray Sophia Young ile anlaştı. 3.senesini yaşayacak İstanbul'da. Yazı WNBA'de geçirdikten sonra İstanbul'a gelecek. Young iyidir severiz. Marina Kress'i de en son Belarus formasıyla izledik. Peki Augustus nerede? Kalacak mı gidecek mi hiçbir şey bilmiyoruz.
Transfer Nostaljisi #2




