Galatasaray'dan Kayseri maçının ikinci yarısı dolayısıyla oldukça ümitliydim. Skibbe maceradan vazgeçmiş, nispeten doğru dizilişi bulmuştu. Ama cumartesi günü Denizli maçında seyrettiğim Galatasaray'ın bu akşam Romanya'dan galibiyetle dönmesi çok zor. Kağıt üzerinde muhakkak daha üstün rakibinden, fakat atı alan Üsküdar'ı geçti sanırım. Bu yeni takım, her an hata yapmaya meyilli güven vermeyen hocasıyla, transferlerle yakalanan havaya rağmen deplasman galibiyeti almaya uzak görünüyor. Üstelik sağbeki yokken. 3-3 mü? Galatasaray 3 tane atması halinde 3 tane de yemez bence, turu geçmiş olur zaten. Kendisini ispat etmek için tüm iyi niyetiyle oynayan Lincoln'den eylül ayında bir çıkış bekliyorum. Belki bugünden başlar. Herkes Kewell'ı alkışıyor haklı olarak ama attığı iki golde de doğru yerdeydi sadece. O iki golde de aslan payı, bana kalırsa sezona çok iyi giren Hasan'a ait. Bugün galatasaray turu geçerse Lincoln'ün sivrileceğeni düşünüyorum. Arda'nın ise bence yolu uzun. Kendisine yakıştırıldığı gibi dünya yıldızı olmaya aday bile değil bence. Aday olması için önce Galatasaray'ın özellikle avrupa kupası maçlarında rüşdünü ispatlaması lazım. Mesela bu gece.
Çarşamba, Ağustos 27
Uzun gece
Bu akşam hem Fenerbahçe hem de Galatasaray daha ağustos olmasına rağmen sezonun en önemli maçlarına çıkıyorlar bana kalırsa. Bu maçta alınacak sonuçlara göre gelecek planları yapılacak. Şampiyonlar Ligi'nde olmak büyük bir etiket, maddi getirisi de muazzam.
***
Belgrad'da 2-2 biten maçtan sonra Antep deplasmanında eski 4-4-1-1 sistemine dönüş, mücadele olarak geri kalındığı için (ister sıcak diyelim, ister takım hazır değil diyelim) galibiyeti, onu da geçtim istenilen oyunu getirmemişti. Neydi Belgrad'daki eksiklik? Selçuk tek başına atakları karşılıyor, Uğur, Alex ve Kazım olacak insan evladı rakibi kovalamıyor, savunma yapmıyordu. Böyle olunca Chelsea'ye verilmeyen pozisyonlar Partizan'a verildi. Dönelim 4 gün önesine, Semih kulübeye gelmiş, Maldonado-Emre göbekte. Nispeten daha dengeli bir orta saha görünce maçı kazanacağımızı düşünmüştüm ancak bu kez de Antep'in muazzam temposu ve presi karşısında bocaladı Fenerbahçe. Üstelik rakibe pozsiyon verildiği için dönülen sistemde de yine rakibe fazla pozisyon verildi.
***
Bu akşam sıkıntılar bununla sınırlı değil. Selçuk yoktu zaten bir de Semih eklendi. Sabah Edu'nun 1 ay kadar takımdan uzak kalacağını okudum gazetede, az önce de Emre Belözoğlu'nun sakatlığı nedeniyle kadrodan çıkartıldığını öğrendim. Özellikle Emre'nin sakatlığı, ne kadar şaşırdık değil mi? Her yıl 30 üstü maç yapan sapasağlam(!) adama ne oldu da birden sakatlandı? Nazar değdi heralde... Yasin'i sildi deniyordu Aragones için, benim tercihim her zaman Can olmuştur. Can'ı pek adam yerine koymazlar, üstüste 10 maç oynasın, kimsenin gözü arkada kalmaz böyle sakatlıklarda. Topu da oyuna iyi sokar. Büyük sevgi ve saygıma rağmen rotasyon konusunda hata yaptığını düşündüğüm Zico, geçen sene haftalarca kulübede bekletip pat diye ilk 11'e koymak yerine, maç içinde 20-25 dakika düzgün aralıklarla şans vermiş olsaydı Yasin ya da Can'dan birine, kimsenin eli ayağı birbirine dolaşmazdı diye düşünüyorum. O böyle yapmadı, üstelik ikisini bir arada oynattı. Yanlış üstüne yanlış yani...
***
Bu akşam, alternatifler daha da azaldığına göre, mevcut içinden en güvendiği isimleri seçecektir hoca. Defans dörtlüsüne Can'ın girmesini bekliyorum ve umuyorum. Sağda Burak'ı görebiliriz. Solda Uğur devam eder. Emre olsaydı, sola Gürhan'ı çekmesini bekliyordum fakat Emre olmadığına göre şamar oğlanı Maldonado'nun yanında Gürhan oynayacak diye tahmin ediyorum. Alex ve Guiza da ileride. Kendi sahasında uzunca bir süredir yenilmeyen ve son 7 avrupa kupası maçını kazanan Fenerbahçe karşısında Partizan'ın işi zor ama asla çantada keklik görülmemesi gereken bir maç. Kolay geçmeyeceğine eminim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder