Antipatik Yardım Kampanyası

Baba Beni Okula Gönder'in antipatik reklamları hakkında bir iki satır yazmazsam içim rahat etmeyecek. Hem gazetelerde hem televizyonlarda görülebilecek reklamda Anadolu kızlarımız zor şartlar altında yaşamını idame ettiriyor. Arka fondan da Heidi masalı aktarılıyor. Ama masal bildiğimiz şekilde değil. Daha doğrusu bildiğimiz değil sandığımız şekilde. Şu cümleler geçiyor:

Heidi yaz tatillerini büyükbabasının yanında geçirir.

Yemyeşil kırlarda papatya toplamaya bayılır.

Mis gibi kokan çiçekleri neşeyle büyükbabasına taşır.

Clara da gelince tamam. Şimdi evcilik zamanı.

Heidi'yi sevmem. Ama Heidi'nin hakkı Heidi'ye. İnsanlara acıma duygusunu hissetirmek belki artık şart böyle durumlarda. Ama bari "yabancı çocuklar ve onların masalları ne kadar mutlu, ama bakın bizim çocuklar kıvranıyor" manasına gelen bu reklam tiksindirici. Herkes Heidi'yi bir kere tam anlamıyla okumuş olsaydı zaten böyle kampanyalara gerek kalmazdı. İnsanlar kendiliğinden bu işlere imza atardı. Yukardaki yanlışları düzeltelim.

Heidi yaz tatillerini dedesinin yanında geçirmez. Teyzesi şehre taşınacaktır ve onu yanında istemez. O yüzden onu Alp'lerdeki dedesine bırakır. Aksi bir adam olan dede onu istemez çünkü küçük kızın ana-babasıyla husumeti olmuştur yıllar önce. Bunun acısını bu olaylardan habersiz küçük yavrudan çıkarmaya çalışır.

Yemyeşil kırlar yoktur, çünkü dağlar kar altındadır. Uzun süre yapacak birşey bulamaz. En sonunda Peter ile oynaşmaya başlayınca (bunun ilgili halk efsaneleri de yok değil) çocukluğunun farkına varır.

Büyükbabasına taşıdığı ne varsa, ihtiyar adam kabul etmez. Yüz vermez kıza. Uzun süre eziyet çektirir kıza.

Clara hiç bir yere gelemez. Çünkü kendisi sakat bir kızdır.

Kısacası Heidi ortalama bir insanın ömrü boyunca yaşamayacağı şeyleri küçük yaşta tatmıştır. Buna rağmen hayat bağlıdır, neşelidir. Herşeye rağmen dedesini çok sever. Dedesinden ayrı kaldığı Franfurt günlerinde onu çok özler. Yanı Heidi'nin tek suçu mutlu olmaya çalışması. Bakınız bu reklam filmi. Mutlu çocuk Heidi, bir eli yağda bir eli balda. Heidi'ye ayıp oluyor, hadi onu geçtim, beni bile Heidi'yi savunur hale soktunuz ona yanıyorum.