Uzun süredir yağmurla boğuşuyoruz. Hafta sonunda ise derbi sınavı vereceğiz. İstanbul'ın en yakın derbisi, (Beyoğlu-Beşiktaş arası 5 dakika) cumartesi günü bir kez daha oynanacak. Büyük ihtimal bu maç yağış altında oynanacak. Kanat Atkaya tabiriyle derby in the rain. 2000 sonrası dönemde oynanan GS-BJK maçlarında yağmur önemli bir yer edinmeye başladı. Gerçi yağmurlu soğuk havaların derbisi Kadıköy'deki FB-BJK maçlarıdır. GS-BJK maçları ise daha ılık havada ama sağanak altında oynanır gibi. Hafızanın birbirine girişleri işte. Geçiyoruz. Son yılların yağmur altında oynanan derbilerini hatırlayalım.
Sondan başlıyoruz. Geçen senenin ilk yarısında, 16.haftada oynanan maç. Yoğun bir yağmur yoktu ama ıslaktı. Galatasaray Beşiktaş'ı dağıttı. 4-2 yendi. Delgado kırmızı kart gördü, Baros coştu, Holosko Sami Yen'i yine boş geçmedi.
2005-2006'nın aralık ayında oynanan derbisini net hatırlayadım. Yağmurlu diye hatırlıyordum ama internetteki fotoğraflarda yağmura rastlamadım. Goller yağmur gibi gelmişti ama. 15 dakikada 1-2 olmuştu maç. İbrahim Toraman 2 gol atmıştı. Tribünde buz kesmiştik. Toraman ile Karan'ın birbirlerini kitledikleri kavga çok komikti. İkinci yarı sahneye İliç çıktı. 2 dakikada maçı çevirdi. Son dakikalarda yapılan pres, mayıs ayında gelecek şampiyonluğun ilk adımları gibiydi.
2004-2005'in Sami Yen'de oynanan maçında havanın kapalı olduğunu hatırlıyorum. Mart ayıydı. Biletlerin çıktığı gün şakır şakır yağmur yağmıştı. Hatta aldığım bilet baya ıslanmıştı. Turnikeden geçmez diye korkmuştum. Maçta yağmur yağdı mı yine hatırlayamadım. Hakan Şükür attı 1-0 kazandık. Golün kahramanı kapalı tribün önündeki top toplayıcıydı.
Sami Yen'deki en berbat günüm. Bir Kurban Bayramı'nın 4.günü. Bütün bir hafta günlük güneşlik geçen hava, maç günü bozulur. Sami Yen'de 20 küsür maçtır yenilmemiş, Fenerbahçe'nin rekorunu kırmıştık. Sıra Boca'daydı. Fatih Terim ile Lucescu'nun ilk kapışmasıydı. Absürd bir maçtı. Absürd oluşu İbrahim Üzülmez'in gol atamasından belliydi. Üstelik sağ ayağıyla. O maçı yazık eden adamlardan biri de hakem Kuddusi Müftüoğlu'dur ama ben hakemler hakkında konuşmayı sevmem.
2001-2002 sezonunun ilk yarısında İnönü'de oynanan maç. 2-0 geriden gelip 2-2 bitiryoruz. Bayram Bektaş ve Emre Aşık kendi kalesine atıyor. Khletstov'un pasında Ronaldo boş kaleye atamadı. Ardından maç döndü ve 2 gol attık. Arif ve Fleurquin.
2000-2001'in ikinci yarısında oynanan maça gelirsek. Tribün cemaatinin hafızasından silinmeyen iki cümle. Köpekler istedi diye atlar ölmez ve Aslan Erteleyin Demişti. Real Madrid maçı öncesi eksik kadroyla Beşiktaş'ın karşısına çıkmak zorunda bırakıldık. Beşiktaş'ı Jardel ve Serkan ile geçtik. Nouma kırmızı kart gördü. İpi çekildi. Yukardaki fotoğraf o maçtan, sabah arşivinden. 3 gün sonra Real'i de 3-2 yeniyoruz bu arada.
2000li yılların ilk yağmurlu maçı. İnönü'de 3-1 yeniliyoruz. Tuğrul Yenidoğan arşivinden bir video. Bu da yazının son noktası ve size hediyesi olsun.
yağmur ve teleon... azcık yağmurda yayın giderdi! daha tek başına maçlara gidemediğimiz zamanlar tabi.
YanıtlaSilbugün iyi nostalji yaptık sayende :D