Ben hala 20 günlük aranın ve bol izinli günlerin mental ve fiziksel olarak takımı olumsuz etkilediği görüşündeyim. Bir de Kutay ve Selim'le Fener maçı izlememek lazım. Bir iki totem daha eklersek ilk yarıyı lider bitiririz...
***
Resmi siteye kızamıyorum. Duygusal bir adamım ben. Önder'in de kendi içinde Eskişehir'e yolculuk yapmasını, deplasmanı yaşamasını istiyorum. Ama onlar profesyonel doğru ya. Peki neden amatör gibi davranıyorlar? Olacak iş mi bu yani?
***
Aziz Yıldırım'ı fevri buluyorum. Ama bir şekilde baskıyı hafifletmek gerekiyor. Sonuçta o sıradan bir Fenerbahçeli değil. Bir de Kulüpler Birliği Başkanlığı tamamen tarafsızlık gerektiren bir görev değil ki, hakemleri eleştiremesin... Ben onun açıklamalarından hakem hataları için sessiz kalınışı Kulüpler Birliği Başkanlığı'na bağladığını anladım. Misal Özhan Canaydın başkanken, 2005-2006 sezonunda Fenerbahçe lehine yapılan hataları elinde değnekle barkovizyonda göstermişti. Ama düşüşün sebepleri hakemler değil. Politik olarak dikkati başka yöne çekmek anlık nefes almalar sağlayabilir, bugün de camia by-pass oldu. Ama uzun vadede düşüşün sebepleri araştırılmalı. Bu konuda almadığı ya da alamadığı sorumlulukla Aykut Kocaman beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. Her neyse... Evet, birinci golden önce Bilica'ya faul var, ama kornerde de ne adam paylaşımı var ne de dikkat. Üstelik Adem'in vuruşu harikulade. Hakemin neyini eleştirelim?
***
Özetle; 21 saattir ayaktayım, sabah bankanın sınavı, öğlen mevsim geçişi elde mont, nemli İstanbul havaları, akşam Eskişehir mağlubiyeti... Bugün gerçekten kötü bir gün oldu. Dikkatimi dağıtan, kafamı açan tek detay, asker uğurlayan Trabzonlu çocukların minibüs durağında kolbastı oynamalarıydı...
Biz kötü oynadığımız zaman hakeme ses çıkarmıyoruz. Utanıyoruz.
YanıtlaSilKayseri maçı, Beşiktaş maçı, Kasımpaşa maçı ve son maç. Hepsinde skoru direkt etkileyen hatalar var.
Dün Galatasaray'ın oynadığı maçı biz oynamış olsaydık yine Daum'dan, Aziz'den ve futbolculardan hakeme sıra gelmezdi.