Cumartesi, Aralık 12

Fenerbahçe 3-2 Ankaragücü

Dün Galatasaray geriden gelip kazanıp bombayı kucağımıza bıraktıktan sonra zaten kazanılması gerekli olan maç bu kez zorunluluk haline geldi. Beni apartmanda gören Galatasaraylı komşum bile şimdi siz düşünün dedi ve güne böyle başladık.
***
Açıkçası maçtan önce nedendir bilmem içimde bir 4-2 hissi vardı ve bunu arkadaşımla da paylaştım. Hatta 3-2'den sonra ulan yazalım bir tane daha dedim ama yetinmeyi bilmek lazım, nitekim çok tartışmalı bir pozisyon oldu son saniyelerde. Maçın sonunu baştan söyleyelim bari, topun bir kısmı içeride, ama tamamı mı bunu bilmiyorum. Kayseri maçında Christian'ın attığı gol de benzerdi, bir kısmı içeride tamamı mı bilmiyoruz demiştim orada da, sonra yazdığım maç yazısında korner bayrağının oraya kamera konamaz mı acaba demiştim, Güntekin Onay dedi ki, Fransa'da böyle bir uygulama varmış. Bu şu demek, yetkililer Target Striker okumadığı sürece Türk futbolu ilerlemez. Evet arkadaşlar neşeliyim, çünkü bu hafta Joshua Simpson'un ya da Hasan Ali Durtuluk'un golüne değil kendi forvetimizin golüne seviniyoruz. Gerisi boş. Maça dönelim...
***
Bence seyircisiz bir maç ancak bu kadar keyifli olabilirdi futbol açısından. Mücadele, goller, direkten dönen toplar, tartışmalı pozisyonlar vesaire... Fenerbahçe, Özer haricinde kabız orta saha sebebiyle fazla üretemedi baskılı olduğu dakikalarda. İlk yarıda Vassel'in golüne kadar (bize gol atacağından adım gibi emindim) olan şuurlu baskı, şişirerek değil, top dolaştırarak rakip sahaya yerleşen baskı tek bir pozisyon üretemedi. Emre'nin ne kadar önemli ve ne kadar alternatifsiz olduğu bir kez daha kanıtlandı. Alex oynamadığı zaman Fenerbahçe çift forvete dönüyor, çoğu zaman kıvırabiliyor, ama Emre olmadığı zaman Selçuk'la olmuyor o işler. Yenilen ilk gole bakıyorum, Metin Akan'ın müthiş pasına, organizasyona ve usta işi gol vuruşuna birşey söylersem ağzım eğilir. Ne diyelim bilmiyorum, Turgay Şeren gibi "Bak Volkan, topa öyle çıkılmaz" diyecek halim yok, ama top o kadar köşeye gitmedi bence o pozisyonda. Volkan olduğu yerde diz çöküp, ellerini uzatmadan yere uzanarak yine Fenerbahçe kalesine giden bir topu çıkartmaya yönelik en ufak bir teşebbüste bulunmadı. İlk 8 hafta baş tacı olan adamı eleştirmek istemiyorum ama haftalardır süren şu konsantrasyon problemi çok can yakıyor...
***
Maçta bence iki tane kırılma anı vardı ikisi de Ankaragücü adına. Birincisi, Metin Akan'ın çıkıp yerine Meye'nin girmesi genel anlamda A.Gücü'nü olumsuz etkiledi. Evet ikinci kırılma anı olan Meye'nin direkten dönen topu girseydi yine bunları yazardım çünkü dediğim gibi oyunun genelinde olumsuz etkiledi. Bir pozisyona bakmamak lazım. Metin Akan'ın iki golde de katkısı var. Gerçi ikinci golden önce Bilica'ya bir faul var ama o pozisyonda benim asıl ilgilendiğim şey, top o ikiliyi aştıktan sonra savunmanın bir anda 2'ye 2 kalması... Rakibin sağ kanadından gelen bir atakta Roberto Carlos yine kadrajda yok, stoperler dağılmış Lugano kenara açılmış, Gökhan kademesinde değil... Korkunç bir goldü. Faul vardı demişken Alex'in ikinci golünden önce Guiza'nın çizgide yaptığı preste faulle aldığını düşünüyorum o topu...
***
Mehmet Topuz'un mücadelesine, hatta aslında debelenmesine lafım yok. Ben zaten Kayseri'den geldikten sonra bizde oradaki kadar dominant olmasını beklemiyordum. Hem kadro derinliği olacaktı onun gelmesiyle, hem de aslında ilk 11'e direkt girecek bir adamdı. Ama Mehmet Topuz ofansif anlamda hiçbir şey üretemiyor. Bundan önce sadece Steaua maçında ilk 11 oynamış Özer'in dikine oyununu gördükten sonra Andre Santos toparlanırsa bence en zayıf halka Mehmet Topuz olur. Gökhan Gönül daha üretken ona göre.
***
Meye'nin topu direkten döndükten ve hemen 1 dakika sonrasında dönen topta Konate'nin vuruşu direği yalayıp çıktıktan sonra maçı kazanacağımıza inandım. Fenerbahçe iyi mi oynadı, dönem dönem evet ama bu oyun Avni Aker için yeterli değil. Bence hafta içi oynanacak Sheriff maçı dezavantaj değil, avantaj. Son olarak, ulan Guiza...

1 yorum:

  1. Hepsini not mu aldın yoksa hafızan mı çok iyi :) Güzel eline sağlık. Çok akıcı

    YanıtlaSil