Perşembe, Mart 4

Türkiye 2-0 Honduras


Bu maç hakkında 10 dakikadan fazla konuşanı, 5 paragraftan fazla yazanı tebrik etmek lazım. 7-8 sene sonra ilk defe bir milli maça gittim. En son Slovakya ile Sami Yen'de 1-1 berabere kaldığımız maça gitmiştim. Milli maçlara farklı gözle bakmaya başlamıştım o günden sonra. Dün de aynı duygularla döndüm. Hiç bir değişiklik olmadı, hatta daha da soğudum.Gerçi başıma gelecekleri az çok tahmin ediyordum. Zaten maça milli maçtan, Honduras'tan öte, İnönü Stadı için gittim fakat ilk defa maç izlediğim İnönü Kapalı'sı sıkıntıma sıkıntı kattı. Bunda Beşiktaş tezahüratları yapan kitlenin payı hiç yoktu, çünkü maç Ali Sami Yen'de olsa biz de aynısını yapadrık. O kadar sıkıcı bir atmosferde insan kendisini eğlendiriyor işte.

Fakat kapalının ortasındaki, kutudakileri ayırırsak geriye kalan kitle tam bir okul maçı havası yarattı. Zaten birçok genç okuldan çıkıp gelmiş, sırtlarında okul çantasıyla. Ucuz bilet olunca, maç hasretini insanlar dindirmek istemiş. Bu maçın belki de tek olumlu noktası, insanların maç izleme hasretini dindirmek olduğunu söyleyebiliriz.

Honduras gayet kötü bir takım. Gazeteleri daha okumadım ama kesinlikle "bu Honduras Dünya Kupası'na gidiyor, biz gidemiyoruz. Ayağımıza gelen fırsatı kaçırdık" diyen de çıkacaktır. Hayatında sayılı defa Avrupa takımı ile karşılaşan bir takımla kendimizi kıyaslamak da ayrı bir başarı olur zaten.

Milli takım futbolcuları için kısa kısa değinelim. Volkan'a iş düşmedi. Düşse Volkan'a ne katardı onu da bilmiyorum. Neden Onur denenmedi anlamıyorum. Sabri hakkında Galatasaray yazılarında ne diyorsam aynısını tekrar diyorum. Çok büyük bir gelişim var. Kendini fiziksel olarak kasmasa bile aklıyla oynamaya çalışıyor. Daha olacak ama, tam değil. Emre Güngör sempatimiz artıyor, golünü de attı. Çok mutlu oldu. Sami Yen'de golünü görmedik, burada gördük. Servet'i 1 hafta içinde 3.defa canlı canlı izliyorum. Anası-babası benim kadar izlememiştir. Ve 3 maçta bir tane olumlu hareketini göremedik. Bir tane pası yok. Servet'in 2008 futbolunu unutmadık. Ama kafasının dağıldığı ortada. Servet için yenilik şart gibi gözüküyor. Caner ise bildiğimiz aynı Caner.

Hamit-Marco-Tuncay'ı canlı izlemeyeli baya olmuştu. Hatta Hamit'i ilk defa izledim stadyumda. Farkını belli ediyor. Tuncay, İngiltere'de biraz incelik kazanmış ama kendini kanıtlama telaşıyla çok saçmaladı. Basketbol milli takımına gelen Hidayet gibi. Sazı eline alıp kendini 1 numara yapmak istiyor ama dün bunu becerecek işler yapamadı. Marco ise eski ısırgan Marco değildi. Arda ve Emre top ayaklarına gelince pas verdiler, 2 dripling yaptılar, döndüler. Mevlüt' ü çok beğenemiyorum bir türlü, Volkan istekli ama etkisiz, Ozan İpek sakin ama etkiliydi.

5 paragraf yazdım, bu da 6.paragraf. Yazı noktalanıyor. Bu arada Sami Yen'in tuvaletlerinden daha kötü bir stadyum tuvaleti olmaz sanıyordum. İnönü Kapalı alt tuvaleti görüşümü değiştirdi. McDonalds'ın bile daha geniş tuvaleti var. Bir de Honduras'ın milli marşı ne kadar uzun sürdü. Ne anlatıyor bu kadar diye baktım eve gelince, vikipedi'de Honduras'ın acıklı ve çelişkilerle dolu tarihinin anlatılıdığı yazıyordu. Çelişkiler olmasa bu kadar uzun olmazdı kesinlikle.

1 yorum:

  1. servet birde penaltı yaptı sanırsam.eller açık fln ne gerek varsa çok düşmüş çok.

    YanıtlaSil