Görüntüler düne ait. Pazartesi günü Karabükspor'a 3-0 yenildi Ç.Rizespor. Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan takım küme düşme hattına iyice yaklaştı. Taraftarlar bir gün sonra idmana geldi. Tepki göstermeye değil, ellerinde baklavalarla.
Ç.Rizespor taraftarları 3 sezondur çok stresli ve sinirli. Bazı futbolcular ile hiç yıldızları barışmadı. Bunlardan biri Özgürcan. İşte o Özgürcan, ikram edilen baklavadan yemediği gerekçesiyle taraftarlarla bir tartışmaya giriyor. Ardından sahada kovalamaca yaşanıyor.
Sezon başına, hatta mayıs ayına dönelim. Sakaryaspor'un ligde kalma mücadelesinde Özgürcan'ıın payı büyüktü. Sezon sonu takım küme düşse de, ikinci yarıda onur mücadelesi veren futbolcular baştacı edilmişti. Bunlardan biri de Galatasaray'dan kiralık gelen Özgürcan'dı. Sezonu 17 golle, ligin en çok gol atan 2.futbolcusu olarak tamamladı.
Şimdi kendinizi Özgürcan'ın yerine koyun. Florya'ya çocuk yaşta adım atıyorsun. Zamanla adını duyuruyorsun. Büyük beklentileri olan bir camianın "evlat" kontejanına giriyorsun. Bu dönemde Anadolu'nun çeşitli yerlerini geziyorsun. Aklında, hayalinde Galatasaray'da oynamak var. Son sezonunda Sakaryaspor formasıyla çok başarılı oluyorsun. Ödüller alıyorsun. Kendini İstanbul'a iyice hazırlıyorsun. İstanbul'a dönüyorsun. Takımın başında dünya çapında bir hoca. Hollanda kampına gidiyorsun, dünya yıldızları. Kewell, Baros yan yana. Beraber büyüdüğün arkadaşın kaptan oluyor. Herşey güzel giderken sana şunu diyorlar: "Koçum, sen 1 sene daha Anadolu'ya git. İstikamet Rize."
Rize belki Özgürcan'ın tercihi. Ama Özgürcan 22 yaşında. Onu yonlendirmesi gereken, nerede glişeceğini iyi bilen insanların çevresinde olması lazım. Hala Galatasaray'ın futbolcusu ve ne olursa olsun herkesin hala (eskisi kadar olmasa da) birşeyler beklediği bir isim.
Bu isteksizlikle Rize'ye giden Özgür bekleneni veremedi. Takım da kötü olunca bütün eleştiri okları ona yöneldi. Bir şehir takımında, başarının nerdeyse şart olduğu bir yerde, futbolunuzu geliştiremezsiniz. Hatta işler kötü giderse böyle hayatta kalma mücadelesi verirsiniz.
Sanıyorum Özgürcan, 3-4 aydır "nasıl daha hızlı pozisyon alabilirim" den çok "bakkaldan ekmek almayı daha hızlı nasıl becerebilirim"i düşünüyordur.
Burada suçlu Rizespor kulübü değildir. İyi bekledikleri topçu iyi çıkmamıştır.
Burada suçlu Rizespor taraftarı da değildi. Geçen sene 17 gol atan adam bu sezon 2 gol atmıştır. Tepki savunulacak birşey olmasa da normaldir.
Özgürcan bekleneni verememiştir. Ama o ne Rizespor'un topçusudur ne Galatasaray'ın. Ve Florya'dan Anadolu'ya giden her futbolcu gibi yalnız bırakıldığını düşünüyorum. Mesela dünkü olaydan şu sözler çarpıcıdır:
Özgürcan bekleneni verememiştir. Ama o ne Rizespor'un topçusudur ne Galatasaray'ın. Ve Florya'dan Anadolu'ya giden her futbolcu gibi yalnız bırakıldığını düşünüyorum. Mesela dünkü olaydan şu sözler çarpıcıdır:
"Ben antreman sırasında dayak yerken idari menejerimiz Oğuz Aydın tesislerde bilardo oynuyor.800.000 TL aldığım iddia ediliyor.30 maç başı paramı almadım.Bu takıma hiç birşey katamadığım için sesimi çıkartmadım.Bana ceza kesilip alacaklarımdan feragat edilmem isteniliyor.Bütün alacaklarımdan vazgeçiyorum.Yeterki Rize'den göndersinler beni"
Florya'dan çok futbolcu çıktı. Daha doğrusu adını duyurdu. Bir kuşak geldi geçti. Elde Arda'dan başka az buçuk Uğur dışında bir şey yok (Sabri'yi saymıyorum çünkü o bir üst nesilden). Bu oyuncular kiralık gönderildi. Rize'ye, Ordu'ya, Diyarbakır'a. Anlık başarıların önemli olduğu, Türkiye'nin yüzde 80'i gibi sabırsız taraftarların olduğu şehirlere. Peki Arda nereye gitti? Ersun Yanal'ın genç oyunculara fırsat verdiği, kazanmanın, stresin baskının geri planda kaldığı, az sayıda taraftarının olduğu, arkasında sponsor desteği olan, rahat bir takım olan, bir proje kulübü olan Manisaspor'a gitti. Arda sağ bek oynadı bazen orada. Bazen önde oynadı. Top kaptırdı, pas hatası yaptı. Bunları başka bir şehirde yapsaydı Galatasaray'a dönüşü aynı seviyede olmazdı. En azından aynı sayıda maç yapmazdı.
Bunlar önemli şeyler. Florya'nın bir kuşağı elden gitti. Şimdi sıra diğerlerinde. Bakalım onlar Anadolu turuna nereden başlayacak.
Şunu da bazıları unutmaz umarım. Bu videoda koşan-kaçan futbolcu halen Galatasaray futbolcusudur. Bonservisi Mecidyeköy kulüp binasındadır.
eyvallah kutay eline sağlık. bence çok önemli bir konu bu. geçen gün de hakan şükür, Galatasaray'ın jo vb. transfer politikası konuşulurken trt'de şöyle söyledi: "Galatasaray'da sürekli bir yapılanma hareketi var. 6 ayda bir yapılanma hareketi diyosunuz ama takımın en önemli oyuncusu Aydın'ı Eskişehir'e gönderiyosunuz."
YanıtlaSilağzından çıkan kelimeler bunlar. doğru veya yanlış, ama çok uzun yıllar kulüpte kalmış birinin söylemesi ilginç...