Heitinga, Melo, Suarez, Gyan... Dünya Kupası çeyrek finalinde takımlarını az daha yakan, ve hatta yakan, birkaç isim. Eric Cantona ''takım arkadaşına güvenmeden kazanamazsın" dese de, bazen takım arkadaşların can alıcı hatalarla, akla mantığa uymayan hareketlerle seni en büyük rüyalarından alıkoyabiliyor.
Heitinga'nın pozisyon hatasını yetersizlikle açıklayabilir ve mazur görebiliriz ama diğerleri gerçekten acemilikten daha fazlası.
Melo, "yılın bidonu" ödülünü boşuna almadığını gösterdi. Rakibine karşı üsütünlük kuran, ilk yarıda 3'ü, 4'ü kaçıran takımına önce bir gol attı, sonra o takımı eksik bıraktı. Takım arkadaşlarının, teknik direktörünün ve Brezilyalılar'ın umutlarını yıktı. Umutlar neyse de, emeğe de yazık oldu.
Suarez, büyük yetenek. Ama kafa çalışmıyor. Pas ve şut tercihleri bunun en büyük kanıtı. Dün üzerine gelen topu elle çıkararak takımını yakıyordu. Bazıları son dakikada o riske girilir diyor ama ben buna katılmıyorum. O risk, topa yetişmenin zor olduğu pozisyonlarda yapılır, elle uçarsınız. Üzerine gelen topu, hele hele DK çeyrek finalinde her türlü çıkarırsın, çıkarman lazım. Gerekirse suratına çarpsın.
Fakat Suarez, futbol tanrılarının sevdiği bir kulmuş. Hem penaltı golle sonuçlanmadı hem de Gana'ya psikolojik bir dejavantaj yarattı. Arkasından 3 milyonluk ülkeye yarı final geldi.
Burada Gyan faktörü çıkıyor. Penaltı atmak kolay değil. Hele öyle bir anda. Ama artık günah keçisi olduğu gerçeğini de değiştiremeyiz. Tüm Afrika'nın kaderini değiştirebilecekti Gyan, olmadı. Takım yıkıldı.
Profesyonel futbolla hayat arasında böyle bir benzerlik kurulabilir. Takım arkadaşlarını kendin seçemiyorsun. Sana sunulanlar arasından tercih yapabilirsin. Tercihin o takımı kabul etmek veya etmemek olur sadece. "Şu takımdakilerle beraber olmak istiyorum" demen yeterli olmuyor. Cantona'nın Looking For Eric'de söylediği sözü bir kez daha düşünürsek, takım arkadaşlarını güvenebileceğin kişilerden seçmelisin. Eğer kimseye güvenemiyorsan, bireysel bir spor olarak tenisi seçebiliriz.
Bu paragraf sayesinde sevdiğimiz sporcu Nadal'ın finale çıkışını da kutlayalım. Onun sayesinde bireysel bir spor dalı olan tenisten de çok fazla ders çıkarabiliyoruz.
Bence o top el dışında başka türlü çıkmazdı. Ben de önce senin gibi düşündüğüm için özellikle defalarca izledim.
YanıtlaSil