Dün geceden akılda kalacak iki olay var. Biri Avrupa'nın başkenti sayılan; Batı tarafından medeniyetle eş anlamlı tutulan Belçika'dan. Diğer ise Akdeniz'den, Cenova'dan.
Tamam futbola doymadık belki ama heyecanlı bir maç izlediğimizi kimse inkar edemez. Toplam atılan 8 gol. İki takım da 90 dakika boyunca ikişer defa öne geçti ama kazanan olmadı. Maçın son 5 dakikası daha da garipti.
Belçika 3-2 gerideydi. Belçikalılar üzülüyordu. 5 dakika sonra 1 puanı almışlardı ama daha çok üzüldüler. Futbolu sevme nedeni, futboldan heyecan alma nedeni bu tarz maçlar. Ve aslında hangi maçın böyle biteceğini bilememek heyecanı daha da arttırıyor. İki takım da normalde az gol atıyor. Aynı saatlerde oynanan İngiltere maçı daha cazip duruyordu. O maçta ise gol olmadı. Pozisyon bile yoktu.
Sırplar'ın İtalya'da yaptıkları üzerine çok konuşulur. Bunun gibi fotoğraflar da bizi heyecanlandırıyor. Sırplar'ın; daha doğrusu Yugoslavlar'ın dünya üzerinde bir görevi var sanki; içimizdeki vahşi duyguları uyandırıyorlar. Bunu bize nasıl sağlıyorlar bilmiyorum, oysa biz de kedi öldürmekten zevk alan bir toplumda yaşıyoruz. Vahşilikte yarışabiliriz. İnsanların kolay gaz olup, sağa sola saldırmasından çekinmemeleri; yani hayatı umursamayan boş tavırları hepimizin hayali olabilir. Ne yazık ki modern bir toplumun üyesi olmaya çalışıyoruz ve henüz daha "toplumdışı insan" olamadık. O nedenle bu hareketleri biz yapamayız (yani ben yapamam) yapana da "vay be" diye bakarız içten içe.
Peki bu beğeni ve hayranlık kısmı sadece kıyafetle alakalı olabilir mi? Fotoğrafa bakıyoruz; abilerin hepsi spor giyinmiş. Polarlar, kapşonlar, kar maskeleri. Ellerde meşaleler, sopalar. Atkıları öyle bir bağlamışlar ki sanki Zapata'nın askerleri bağımsızlık mücadelesinde.
Bizim tribünlere bakıyoruz, gömlekli abiler, yalandan uyduruk bir yağmurluk ile polar havası vermeler. Atkı bağlarken esinlenen Zapata değil Polat Alemdar. Elde tespih, o da yoksa anahtarlık. Böyle olunca Sırplar'ın çıkardığı her olay heyecanlandırıyor. Adamlar tarz. Çıkardıkları olaylar da tarz gibi duruyorlar. Oysa dünyanın en gereksiz eylemi gibi. En azından dünkü maç için.
Yapılan olayın Sırbistan milli takımına hiçbir katkısı yok; zararı var. 25 Ekim'de ülke AB ile protokol imzalayacaktı. Tribündekilerin çoğu muhalif milliyetçi partilerin sempatizanları. Sahadakilerin bir kısmı da öyle. Yugoslavya'da politika sahada başlar. Boban'dan öğrendik.
alayına ultras' alayına böyle taraftarlık
YanıtlaSil