Hoca gider gelir. Tartışırız, konuşuruz. Bizler tepkiliyiz, üzüntülüyüz. Ama bir sor neden?
Kendimi bildim bileli yılı 1992'dir. 18 sene. Bu 18 senede sezon bitmeden giden hocayı pek görmedik ama itiraf edelim yine de gördük. Fakat ekim ayında hoca yollamak. İste asıl bunu görmedik. bize göre değildi.
Sezon bitmeden hoca yollama rekortmeni Adnan Polat Başkan, sadece hoca yollamadı bugün. Duyduğum(uz) güveni, inandığım(ız) değerleri de yolladı, sağolsun. Çocukken sevdiğimiz Galatasaray'ın şu anda olmadığını anlamamızı sağladı.
Rijkaard illa gidecekti. Sonsuza kadar kalmayacaktı. Başarısız bir sezon daha geçseydi, yol ayrılırdı. Ama bir sezon daha geçmedi.
Hamburg maçı 2 sene önce martta oynandı. Martta Avrupa Kupası'ndan elenmek dünyanın sonu değildi ama bazı şeyler dank etmişti. Yorulduğumu hissediyordum. Bu maçtan 3 ay sonra, bir mayıs sabahı yönetim kurulumuz bize sadece hoca getirmedi, "umutlanın" dedi, "hayal kurun" dedi ama yanında "sabredin" de dedi. Hamburg tramvasını bu hamleyle unuttuk, paspasın altına attık.
Biz sabrettik. Daha da sabrederdik. Ama yönetim kurulumuz sabredemedi. Umutlarımızı ve hayallerimizi de yolcu etti bu sabah. Bir ekim günü ilk defa başımıza geliyor bu. Alışmadığımız şeyler oluyor.
Bu da demek oluyor ki; Galatasaray futbol takımının yöneticileri ve futbolcuları (onları unutmak olmaz) kısa süreliğine olduğunu umduğum biz süreçte bizimle dalga geçecektir. Bu sene ve bu sabah yapılan bütün icraatlar bunu gösteriyor. Artık benimle daha fazla geçilmesini istemiyorum. Daha fazla kandırılmak istemiyorum. Bunu kaldıramıyorum.
Galatasaray kavramı benim için bir spor kulübünden daha fazla şey ifade ediyor. Galatasaray'ın sadece futbol takımından ibaret olmadığını da biliyorum. O nedenle içim rahat. Galatasaray'ın bir çok branşı, birçok güzel sporcusu var. Hepsi farklı bir heyecan yaşatır bize. Yenilse de yense de mutlu ederler. Zamanımızı onların yanında geçirebiliriz. Yani o büyük abilerimizin dediği gibi, kralların, imparatorların buyurduğu gibi: "Galatasaray'a değil kişilere kırgınım"
Pazar günü Kadıköy'e gitmek isterim. Adettendir. Bayramdır. Farklıdır. Anıdır. Güzeldir. Ali Sami Yen yıkılmadan da 2-3 maça daha gidilir. Ali Sami Yen evdir, candır, farklıdır, anıdır, güzeldir. Ama ondan sonra -eğer olağanüstü bir durum olmazsa- futbol takımına uzak kalmak daha sağlıklı olacaktır.
Bazı arkadaşlar "yapamazsın/yapamayız" diyor ama çok zor olacağını sanmıyorum. Galatasaray futbol takımı bizim takımımız olmaktan çıktı. Tekrar bizim olunca döneriz.
İlk hedef yarın oynanacak Cumhurbaşkanlığı Finali. Kızların yanında olacağız inşallah, bazılarından daha çok hakediyorlar.
Not: Yazı da basın bildirisi gibi olmuş. Blogspot'a Duyuru koysaydık başlığı...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16084218.asp üstadı okumak gerek bir inse sahaya hoca olarak neler yapar neler. koy yanına da hügo suatı siz o zaman görün galatasarayı
YanıtlaSil