Pazar, Ekim 31

Galatasaray 2-1 Antalyaspor


Geçen sene son iç saha maçı olan Antalyaspor maçını son Ali Sami Yen maçı sanıyordum. Zaten o maçtan koltuk kırarak çıkan çoktu. Hatta benim de özel nedenlerden dolayı her türlü son Ali Sami Yen maçım olduğunu sanıyordum. Değilmiş, ve araya giren 4 Ali Sami Yen maçıyla birlikte 5.5 ay aradan sonra yine bir Antalyspor maçı için yola düştük.

İki Antalyaspor maçı arası önemli. Süre çok kısa olmasına rağmen değişen çok şey var. En başta değişen bir hoca var. Yeni transferler var, gidenler var. Kadıköy'de bozulan bir seri var. Değişmeyenlere bakınca; Baros ve Kewell yine sakat ve yine heyecansız gözükmelerine rağmen ufak bir kıvılcım bekleyen insanlar var.

O klasik Sami Yen maçı öncesi toplanmaları, muhabbetleri yine yapıldı ama sanki bu maç ilgi azdı. Heyecan azdı. Günlerden cumartesi olması bir sebep olabilir. Ama gerek havanın güzelliği gerek Fenerbahçe maçında sergilenen beklenenden iyi oyun, gerekse Hagi'nin tekrardan takımın başında olması ilgiyi arttırır diye düşünüyordum. Olmadı.

Gerçi Hagi'nin gelişiyle heyecanlanan Sinan maça gelenler arasındaydı. Galatasaray'ı maç öncesi ve maç sırasında masaya yatırdık. Ne yazık ki onun heyecanı; alınan galibiyete rağmen hala bana geçmedi.

Durgun ve yavaş bir maçtı. İki golü de 5 dakika içinde atmak pek iyi olmadı. Bir anda takım geri çekildi, ki bu özellik Skibbe, Bülent Korkmaz ve Rijkaard zamanında vardı. Hagi gibi savunmayı güçlü tutmayı tercih eden biri teknik adam olunca iyice kaçınılmaz oluyor.

İki hafta önceki Ankaragücü maçı ile bu haftaki maç arasında farklar var tabi, bunları tribünden görmek insanı ister istemez şaşırtıyor. 1.5 senedir alışık olduğumuz şablondan sonra bir anda kalabalık bir orta saha bulmak, "noluyoz lan" demeye neden oldu.

İlk golü Servet ile bulmak, üstelik Rijkaard gittikten sonra takımın attığı ilk golünün Servet ile atılması çok ironik.

2-0'dan sonra farka gidlir mi diye sorgularken Serkan'ın talihsiz sakatlığı yaşandı. Aslında talihsiz olan Serkan'ın yerine Ali Turan'ın girmesiydi. Çok ilginç bir futbolcu Ali Turan. Oyuna giren diğer bek İnsua ise çok iyidi. Hakan Balta'nın yapamadığı bindirmeleri kısa sürede yaptı. Top kapmaları ve deparları takıma nefes aldırdı.

Deparlar denilirken,Pino'yu es geçmek olmaz. Fenerbahçe gibi açık oynayan bir takım karşısında başarılı olması çok şaşırtmazdı ama Sami Yen'de oynayan Antalyaspor'a karşı da başarılı olması önemli. Antalyaspor'un arkayı boş bıraktığı gerçeğini de es geçmemek lazım. Mesela Servet'in golüyle sonuçlanan köşe vuruşu esnasında 3 Antalyasporlu futbolca Galatasaray yarı sahasına girme hazırlığındaydı. Bunu bir çok defa yaptılar.

Cana ve Neill beklediğimiz gibi, Barış beklediğimizden daha iyidi. Sarp yine iyi değildi. Misimoviç, geldikten sonra en iyi maçını oynadı.

Ama bence maçın en iyisi kaptan Sabri'ydi. Mücadelesi ve gücü zaten her zaman Sabri'nin yanında olan özelikleri. Son 2 senedeki gelişimini adım adım gördük, defalarca yazdık. Dün de bunu taçlandırdı. Doğru tercihler, güzel paslar, olumlu koşular. Bunlar eskiden Sabri yoktu. Artık var. Gerçek bir saha içi kaptanı gibi, kenarda olmasına rağmen takımı yönlendiriyor. Bu güzelliklere rağmen hala en ufak bir hatasında Sabri'ye küfür edenler var, sinir bozucu olan bu.

Sinir bozucu insanların zirvesinde iki isim var; Bünyamin Gezer ve Ömer. Gezer kadar eyyam yapan hakem yoktur. Bize vermediği bariz faulden sonra, Antalyaspor lehine daha bariz bir faulu çalamadı. Tıpkı geçen sene Neill'i attıktan 30 sanıye sonra sebepsiz yere Zapo'yu atması gibi. Madem tribün baskısından çekiniyor, madem cam-çerçeve iner diye telaşlanıyor o zaman hakemlik yapmasın, polisliğe devam etsin ve asayişi sağlasın.

Ömer için bir şey söylemeye gerek yok, fakat maç sonrası yaptığı açıklama bu işin, bu tepkinin kolay kolay sona ermeyeceğine kesinlik kattı. Ömer'in bundan sonra Ali Sami Yen yerine kale arkası tribünleri ile mesafenin çok yakın olacağı Seyrantepe'ye geleceğini düşünmesi lazım. Yeni şemsiyeler yolda olabilir.

Bir de Antalysporlu bir futbolcu vardı. Yerde yatan Pino'ya sinirlenip topu kapalı alttaki insanlarına suratına gönderen biri. Kim olduğunu göremedik, televizyondan özet görüntü izlemek de hala nasip olmadı. O arkadaşı da not etmek lazım.

Özet görüntü büyük sıkıntı. Oynanan maçların gollerini göremiyoruz. Ligi marka değeri böyle yükselmez. Görüntü kirliliği olmasın diye yapılan bu uygulama bizi Rıdvan Dilmenler'e Serhat Uluerenler'e mahkum etti. Biz gol görmek istiyoruz.
Ali Sami Yen'de 3 lig maçı kaldı.

5 yorum:

  1. bu videoyu sana armağan ediyorum abi. son maçlarda sık sık görüyoruz bu sahneyi..
    http://www.facebook.com/video/video.php?v=470665572936

    YanıtlaSil
  2. vardır bir bildiği kaptanın...)

    YanıtlaSil
  3. aykut1/11/10

    90 dakika boyunca ömer'e tek bir küfür bile edilmedi yalnızca ıslıklı protesto yapıldı. Merak ettiğim bunun dışında ömer'e küfür edildi mi yani tv ye yansımayan bi şeyler oldu mu?

    YanıtlaSil
  4. dediğin gibi toplu küfür olmadı, tezahürat olmadı ama insanların içindeki ömer nefretını durdurmak imkansız, muhakkak ömer'e küfür eden olmuştur ve ömer de bunlardan bazılarını duymuştur...

    YanıtlaSil
  5. aykut2/11/10

    Münferit olay ayrı münferit olarak verseymiş. Bu adam canlı yayında deli cesaretiyle, aşağılıkça, terbiyesizce şerefsizce yorum yaptı. Eğer Galatasaray yönetimi buna bir tepki vermesse Allah hepsini kahretsin.

    YanıtlaSil