Perşembe, Kasım 4

1 Lira


Akşam saat 19.00. Cebimde 1 lira 60 kuruş var. Bir yerden, birinden para bulmak zor, borçlar da birikiyor. Telefonları açamaz haldeyim.

Cebimde paramın olmadığı çok dönem oldu, özellikle öğrenciyken ama hiçbir zaman borcum olmadı. Ailemden de para istemeyeli yaklaşık 10 sene oldu, bugüne kadar öyle bir alışkanlık edinmemişim. 15 yaşında yapmadığımı 25 yaşında hiç yapamam. Zaten para isteyince hemen cebime para koyacak bir aile değil bizimkisi.

Böyle zamanlarda, ki bu zamanlar 365 günün 300 günü falandır, tek sığınak satın alınanan umutlar olur. Yani şans oyunları.

İşten çıktım, saat 19.00. Cebimde 1 lira 60 kuruş var. Bir de pazartesi günü bildiğim On Numara kuponu. Plan şu; 4 kolonluk, yani 2 liralık şans topu kuponu oynanacak geri kalan 2 lirayla da iddaa kuponu doldurulacak.

Bu plan oluştuktan sonra geriye tek bir şey kalıyor, 4 tane maç belirlemek. Bu kadar odaklanarak hazırladığım kupon nadirdir. Normalde, bayiye girerim, arkadaş muhabbetlerinden ve bayi içi muhabbetlerinden arta kalan bir kupon hazırlarım. "Eyüpspor'un stad müdürü benim arkadaşım Eyüpspor'da 10 sakat varmış, banko Sarıyer." tarzı. Bu sefer öyle olmadı, telefonlar açıldı, bültenler incelendi. Çünkü son para, yarına hiçbir şansım yok. Tek şans, tek vurgun. Fantazi yaratmadan ilaç yaratmak.

Şans topu bayisinin kapanmasına 10 dakika var. İçeri girdim. "Abi burada ne kadar var" diyerek On Numara kuponunu uzattım. Tahminim 2 lira 50 kuruştu. Öyle hesaplamıştım. Adam "1.30" dedi. Önce inanmadım, adam makinadan çıkarttı cevap anahtarı tarzı zımbırtıyı, gerçekten öyleymiş. Bu dakikadan sonra bir karar vermem lazımdı. Ya şans topu, ya da futbol topu. Şans Topu büyük ikramiyesinin 500 milyar civarı olduğunu düşünerek tercihimi Milli Piyango İdaresi'nden yana kullandım.

4 kolon oynadım, 4 kolonda da +5'i işaretledim. Cebimde 1 lira ile eve yürüdüm. Yerde 1 lira daha bulursam iddaa bayine koşacaktım, haliyle bulamadım. Bulsam, bu yazı buraya kadar yine yazılırdı ama sonu farklı olurdu zaten.

Oynamadığım kuponu yazalım o zaman. Partizan-Braga maçı için üst demeyi planlıyordum. Ama ilkokuldan arkadaşım olan (nerdeyse 20 senelik arkadaşım) Sina, (o da sağlam kumarcıdır, acaba bizim okulda mı yanlış birşey vardı) Braga ilk yarı ir gol atar, sonra Partizan toparlar beraberlik veya Partizan olur dedi. Aklıma yatan bir senayo, Braga İY 2, maç sonucuna ilişmeyecektim.

2.maç Basel-Roma, Sina'ya şunu dedim; "herkes ilk maç Basel kazandı diye yine Basel yenecek sanıyor ama Roma izin vermez bu sefer. Bence handikap bile olur ." Sina Roma yener ama handikap oynamana gerek yok, zaten 2.3 oranı var dedi, aklıma yattı. İkinci maç Roma.

Üçüncü maç, Bayern handikap. Burada Sina bana karşı çıktı, Bayern'de eksik çok kolay olmaz dedi. Bence banko dedim, Van Gaal'e, Müller'e güvendim. Üçüncü maç B.Münih handikap.

Dördüncü maç Marsilya handikap. Buna karşı çıkan olmadı. 4 maç.

Marsilya'nın oranı 2.55, Bayern Münih 2.90, Roma 2.3, Braga 3.65.. 1'e 62.. İddaa 1lira oynamaya izin verseydi, 62 lira şu an cepteydi. Cepte 2 lira olsaydı 125 liralık bir kupon..

Hikayenin sonu şekillendi sanırım. Önce şans topuna baktım. Artı rakamı 5'miş. Bir an heyecan yaptım. Artıyı bilmiştik. Peralta'nın bir lafı vardır, " Şans Topu'nda artıyı bilemiyorsan hiçsin." Artıyı bildik gerisine baktım. Bir bok yok. Yine hiçiz. Hakkını yemeyelim, 2 tane 1+1 var. Toplasan 2.5 lira civarı, 3 lira değil.

Maçkolik'e baktım. Braga ilk yarı önde, Bayern ilk yarıdan 2 fark yapmış, Marsilya ilk yarıdan 4 fark yapmış, Roma ilk yarıdan 2-0 yapmış. Bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordum. Oynanan hiçbir kupon, hele bu kadar yüksek oranlıysa, bu kadar kolay tutmazdı. Zaten biz de oynamadık. İster artık Murphy kanunu de, ister başka birşey. Eskiden olsa güler geçerdim ama şu an cebimde 1 lira var ve sürekli para meselesi nedeniyle çalan bir telefonum. Gülmek mümkün değil. Bela okumaktan, lanet okumaktan başka birşey gelmiyor. Üniversite ve lise yıllarında bile bu kadar aciz durumlara düşmemiştim. Bu sadce bir kuponla alakalı değil, hayatla ilgili. O nedenle bloga yazdım. Dün benim için kırılma noktası olur belki. Bu günleri bir daha yaşamamak için. Eğer birşeyler değişmezse....;

Fotoğrafın hangi filmden olduğunu bilen bilir. Bahis ve kumar hastalığımız bu sona yaklaştırıyor. Hayatın boktanlığı tetiği çektireni değiştirecek sadece, başkasına gerek kalmayacak.


8 yorum:

  1. Film Intacto diye tahmin ediyorum. O filmden aklımda kalan en önemli şey karşındaki tetiği çekince silahın tutukluk yapma olasılığının da olması :)

    YanıtlaSil
  2. Bayaa bi karamsar olmuş. Geliştirilirse Tarantino tarzı bir filme gider mi ? :)

    YanıtlaSil
  3. @gmnydn
    film doğru.. karşıdaki çekince tutukluk yapar, iradeyi başkasına bırakmamak lazım..)
    @shareef
    tarantino bana iyimser/hoş/komik geliyor..)

    YanıtlaSil
  4. Kaderimiz de yazılmış yüzümüzün gülmemesi ... oynasaydın yatardı kesin ... Hayat zaten son aylarda herkes için sıkıntı... Birşeyler yapmalıyız ...

    YanıtlaSil
  5. Hacı sana hafta sonu bayağı para harcattım affet :)

    2. olarak o filmi hiç beğenmemiştim, neden bilmem ortalarında o kadar uykum gelmişti ki uyumamak için o kadar debelendiğimi hatırlamıyorum. İspanyol filmi miydi neydi, hiç beğenmemiştim anasını satayım.

    YanıtlaSil
  6. @sinan
    abi sen olmasan da o maça gidiliecekti, o para harcanacaktı.. sana sıra gelene kadar kimlerin sosrumluluğu var zaten...)
    2.olarak film çok ağır tempoda ilerliyor gerçekten, sarmayan insanı uyutur ama işte biz de otobanda gözü kapalı koşan adamlar olmasak da bu çılgnlığın içine girdiğimiz için; bizim gibileri anlatan bir film..)

    YanıtlaSil
  7. alt oynasan butun maclar ust olur, ust dersin o gece gol olmaz..

    kut, birak artik bos hayalleri =)

    YanıtlaSil
  8. new york'a tasınacam az kaldı...)

    YanıtlaSil