Dün en çok konuşulan konuydu, Gio'nun ABD'ye attığı muhteşem gol. Gol güzel olunca Gio Dos Santos ve GS birlikteliği yine konuşulmaya başlandı. Niye gönderildi , kalmalı mıydı vs.. Olan olmuş, artık irdelemek yersiz olur. Fakat şu bir gerçek ki; konu ne zaman Gio olursa, o zaman aklımıza Şubat 2010 gelecektir.
Yaşadıklarımız, izlediklerimizden daha önemli, daha ciddi, daha unutulmaz. O gün stadyumda Galatasaray formasıyla izlediğimiz Giovanni Dos Santos'un her hareketi, ABD'ye veya başka takımlara, başka formalarla atacağı her golden daha eşsizdi.
Şubat 2010 aslında önemli bir tarih, o maç da önemli bir maç. Sanırım son kez o maçta şampiyonluk hissiyatı içimizdeydi, şampiyonluk düşüncesi zihnimizdeydi. O günden sonra bir daha stadı lider takım taraftarı olarak terk etmedik.
O maça kadar Dos Santos bekleneni tam olarak verememişti. Maçın başında da bir stadyum geleneği olarak tribünlerden homurdanmalar geliyordu. Fakat takım öyle bir iştahla başladı ki, insanların aşka gelmemesi mümkün değildi. Yoğun bir pres vardı takımda. Kalli dönemini hatırlatan bir iştah. İlk 20 dakikada farklı bir Gio izlemiştik, artık homurdanmalar alkışa bırakmıştı yerini. Yukarıdaki videoda gördüğümüz gibi; 27.dakikada Gio'nun yaptığı pres belki de onun Galatasaraylılar için kırılma dakikası olmuştu.
Uzaktan çektiği şutun gol olmamasına herkes üzülmüştü, herkes Gio'nun gol atmasını istiyordu. Zaten bu GS-GioSantos birlikteliğinin kısa sürmesinin nedenlerinden biri de sezon sonuna kadar gelmeyen o goldü.
İlk yarının sonlarında Gio bir iki kez daha esmişti, bu da devre arasında Kapalı koridorlarında "ulan çocuk kendini buldu" denilmesine neden olmuştu.
İkinci yarı olay çığrından çıktı. Santos müthişti. Maç 1-1 olunca tüm işleri o yapıyordu. Kaçırdığı her gole 2 kere üzülüyorduk. Onun bir gol atması, herşeyi değiştirirdi. Keita'nın muhteşem golünden önce kaçırdığı golü, Keita'nın golüne tercih edecek çok kişi vardır.
Fazla anlatmaya gerek yok o günü. Bazı futbolcularla (aslında çoğuyla), stadyumda ilişki kurarsınız. Tribün tepkisi, oyuncu reaksiyonu... Rıdvan Dilmen NTV Spor stüdyosunda anlayamaz bunu.
1.5 sene önce o akşam Ali Sami Yen Stadı'nda olup da Dos Santos'u sevmeyen, beğenmeyen yoktur. Galatasaray futbol takımının belki de son heyecanlı, güzel günüydü o gün. Başrolde de Gio Santos vardı.
Açıkçası Gio'dan böyle çok gol görebiliriz ama bu yeterli mi çok emin değilim?Bu kadar çok parlatılan bir yıldız olmasına rağmen,asla istenilen sürekliliği sağlayacağına inanamıyorum.Meksika futbol delisi olarak,kardeşini ve onu taa Meksika günlerinden beri takip ederim.Asla Avrupa futbolunun gerektirdiği fizik gücüne ulaşamayacak.Sadece iki senede bir Gold Cup'ta onun müthiş performansını izlweyeceğiz çünkü kendisine uygun oyuncular var..Her forum ve blogda belirttiğim bir Pablo Barrera gerçeği varken -ki o bile İngiltere liginde tutunamadı-(Herkes gio derken,o maçta 2 gol attı) Gio bence fazla parlatılıyor
YanıtlaSil