Şike olayına dair birşeyler yazmak lazımmış. Yazalım öyleyse. Soruşturmanın devam ettiği şu günlerde kimin suçlu olduğunu, kimin olmadığını bilemiyoruz. Kimsenin günahını almadan yazmaya çalışalım, öyle anlatalım derdimizi. Ama önce; Tribün Dergi forumlarının yıldızı Septembır tarzıyla başlayalım. Şike yapan, şikeye bulaşan, oyunu kirleten, maç satan, maç satın alan, izlediğimizi sahte kılan, takım sevgisini ve futbolcu emeğini hor gören ne kadar insan varsa Allah hepsinin belasını versin. Yargının vereceği ceza ikinci aşamada benim işin.
İkinci olarak; Fenerbahçe şike yapmadı. Fenerbahçeli bazı isimler şike yaptı. Fenerbahçe; Kadıköy'de kurulan, Dereağzı'nda büyüyen, Türkiye'ye mal olan; birçok branşı barındıran, sporcuların spor yapmasına vesile olan, insanları sosyalleştiren bir çatıdır. Bu tarz kurumlar birey üstüdür. Bunlar kalkıp şike yapamaz. Şikeyi Ahmet, Mehmet yapar. Önce bu farkı ortaya koyalım.
Fakat işin vahim durumu, bu Ahmet ve Mehmet'lerin en az Fenerbahçe kadar korunması, kollanması. Muhakkak kişi suçu ispat edilene kadar suçsuzdur. Fakat Fenerbahçeliler'in olaya verdikleri ortak tepkiler (istisnai durumlar olsa da), olaya baktıkları pencereler, ne yazık ki olayın kendisinden çok daha kötü.
Olay bir şekilde çözülecek. Yargı, federasyon bir karar verecek. Bu Fenerbahçe'nin büyüklüğüne zeval vermeyecek. Milan'a, Marsilya'ya birşey olmadığı gibi. Ama bugün yazılanlar, bugün söylenenler, bugün verilen tepkiler hiçbir zaman unutulmayacak. Toplum hafızası zayıf olsa da; bizler, yani hayatındaki birçok şeyi tuttukları takımların gerisinde bırakan insanlar, bugün verilen tepkileri unutmayacak.
Sizinkiler Şike Yapmadı Mı?
Bilmiyorum. Yapmış olabilirler. Şahsen ben yapmadım. İçim rahat. Yapan varsa cezasını versinler. Kendimi Fenerbahçeli yerine koyuyorum, üzülüyorum. O kadar. Sevda, sevgi, aşk adı her neyse, değil bir alt ligde amatör de bile devam eder. Böyle bir olay başımıza gelirse tek isteğim 1993 ve 2006 şampiyonluklarının temiz olması olur. Diğerleri önemli değil. 1993 ve 2006'nın bende yeri farklı. Tabi başkası için de diğerleri farklıdır.
Neyse, sonuç olarak Galatasaraylı ile Fenerbahçeli arasındaki fark bugün ortaya çıkıyor. İki kulüp, iki camia arasında büyük fark olmadığını düşünüyordum. Yanılmışım. Cemal Nalga olayına verilen tepkiler ve bu olaya verilen tepkiler iki kulüp arasındaki farkı ortaya koyuyor. Böyle olsun istemezdim.
Bire Karşı 17
Hala aynı argüman. Aziz Yıldırım çok büyük başkan. Şike suçundan sorgulanırken bile ona inanlar ve tapanlar var. Bu atmosferi kolay yaratmadı. Uzun yılların birikimi. Bütün dünyanın Fenerbahçe'nin karşısında olduğu düşüncesini yaydı. İnsanlar inandı. Bugüne kadar Fenerbahçe'nin kötülüğünü istediği iddia edilen kurum ve kişilerin listesi Kadıköy'den Samndıra'ya yol olacak vazieyete geldi. Öte yandan Türkiye'nin yarısının da Fenerbahçeli olduğu söyleniyor. Hani neredeyse kim bu Erol Egemen'e bağlayacağız.
Korku imparatorluğu yaratmak büyük başarıdır. Aziz Yıldırım'ın sportif icraatlarını hiçbir Fenerbahçeli beğenmez ama kendisi her zaman çok sevilir. En azından güven duyulur. Başkandır, baş tacıdır. Çünkü düşmanlar vardır, tetikte bekler. Devletler de böyle yapar. 1984 romanındaki gibi. "Etrafta düşmanlarımız var, güçlü olmamız lazım" ilizyonunu yaratırsın ve sen vazgeçilmez olursun. Devam. Bire karşı 17. En kötü bugünse asıl bugün eski İslam Çupi yazıları..
***Bakalım neler olacak Serhat? Çok da umrumda değil ya. Ben Galatasaray'a bakıyorum. Galatasaray küme düşürülse hoşuma da gider aslında. Kulüp içi temizlik olur, tribün içi temzilik olur. Alt liglerde tribünler daha saftır, daha güzeldir. Galatasaray sevgisinin sınırı olmadığı gibi ligi de olmaz benim için. Aynı şeyi Fenerbahçeliler'in de düşüneceğini sanıyordum. Ama onlar "biz düşüyorsak Galatasaray da düşsün" ü tercih ettiler. Bizi bu kadar sevdiklerini bilmiyordum.
Yine de itiraf ediyorum, Fenerbahçe küme düşerse sevinirim. Ama bu Fenerbahçe'ye beslediğim duygulardan dolayı değil. Fenerbahçe iyi bir rakiptir. Bu düşünceler bazı Fenerbahçeliler'den kaynaklanıyor. Galatasaray bayrağı asılı evime taş atan adam, yazdığı Fenerbahçe yazılarını sürekli Galatasaray'a bağlayan köşe yazarı, hayatında maça bile gitmeyip her hafta Facebook'ta video paylaşan kız, sene boyunca bir kere selam vermeyip GS yenilgisinde önümü kesen esnaf, Saraçoğlu'ndaki maçlarda saatlerce çıkmayıp bize hareket çeken sarışın ve diğerleri. Sizleri üzgün ve kandırılmış görebilme ihtimali bile beni çok sevindiriyor.
Kendisi gibi takım sevgisi de temiz olan arkadaşlarım için ise çok üzülmüyorum. Çünkü onlar aynı şevkle Fenerbahçe'nin peşinde olmaya devam edecekler. Sadece hedeflerinden biraz uzaklaşacaklar, o da zamanla düzelecektir zaten.
Bu arada göz altına alınan isimlere bakıyorum, yarısına bir şekilde bir zamanlarda beddua etmişim. Onları o halde bile görmeke yeterliydi. Bundan sonrası çok önemli değil. Yargı karar verir, sezon başlar, top döner. Top oynansın, Galatasaray forması olsun bana yeter. Gerisi fasa fiso.
Çok güzel ifade etmişssin, Nalga olayında Federasyon bizi resmen düşürmesede imkansız bir kümede kalma mücadelesine itmişti, bu kararın bizi düşüreceğinden emindiler ama olmadı şanlı arma tutundu üstün mücadelesiye. O zaman ki usulsüzlük ile şimdi ki mukayese bile edilmez. Fenerbahçe düşürülmelidir, Galatasaray'lı olduğum için istemiyorum. Fanatik ve kendini bilmez, aymaz Fenerli arkadaşlarımızın; tabi ki hepsi değil senin yazında olduğu gibi. Artık diğer takımların emeklerine saygı göstermeyi ve tek büyük savsatasının balon olduğunu idrak edebilmeleri için. Bu kafalarla zor belki ama olsun...
YanıtlaSilahmet mehmet şikeyi kimin için yapar???
YanıtlaSil'Saraçoğlu'ndaki maçlarda saatlerce çıkmayıp bize hareket çeken sarışın'
YanıtlaSilMerak ettim neymis kimmis bu is?
Ayrica adli tatil ile konu sogutulacak,kulaklarindan cekelim birazcik bi daha yapmasinlar sekline burunecek,hangimiz yapmayi dusunmedik ki denecek, bir iki kelle teslim edilip,tek yurek Fenerbahce seklinde liglere geri donulecek merak etmeyin.Tersinin olma ihtimali yok.Fenerbahceliler de bir iki sene sonra ispatlanmis bisi yoktu sayilmaz olum mantigiyla konuyu unutacak...Mutlu son...
aynen katılıyorum kutay abi.hatta bende bugün bu minvalde bir yazı yazmıştım kendi bloğumda
YanıtlaSilhttp://tolgaem.blogspot.com/2011/07/korku-imparatoruna-destege-devam.html