Bu filmi izlemek bir türlü mümkün olmadı. Eğer seneler önce çocukken izlediğim yarım yamalak hali saymazsak.
Hikayem şöyle. Esaretin Bedeli'ni izlemek istiyorum. Liseden yeni mezunum. Üniversite ortamları zaten, biraz prim yapmamız lazım. O yüzden izlemek iki kere şart. Ama bir ilkem var: Dublajlı olmasın.
Bu arada not; Türk dublajı sağda solda ne kadar alaya maruz kalsa da aslında çok iyidir. Hatta bazı filmlerin dublajı orjinalinden bile iyidir. Türk seslendirme sanatı Sabri Sarığlu ile aynı kaderi paylaşır ve sözlüklerde falan bazı yavşakların alay konusudur.
Konuya dönelim. Filmin orjinal dvd-vcd'sini bulamıyorum. İlla bulurum diyerek de internetten indirmiyorum. Zaten internetten kendi indirdiğim film yoktur. Söylerim bir arkadaşıma o indirir. Ama bu filmde bu olmuyor. Elime geçen filmlerde bir terslik çıkıyor sürekli. Cenabet bir film oldu.
Hikayem şöyle. Esaretin Bedeli'ni izlemek istiyorum. Liseden yeni mezunum. Üniversite ortamları zaten, biraz prim yapmamız lazım. O yüzden izlemek iki kere şart. Ama bir ilkem var: Dublajlı olmasın.
Bu arada not; Türk dublajı sağda solda ne kadar alaya maruz kalsa da aslında çok iyidir. Hatta bazı filmlerin dublajı orjinalinden bile iyidir. Türk seslendirme sanatı Sabri Sarığlu ile aynı kaderi paylaşır ve sözlüklerde falan bazı yavşakların alay konusudur.
Konuya dönelim. Filmin orjinal dvd-vcd'sini bulamıyorum. İlla bulurum diyerek de internetten indirmiyorum. Zaten internetten kendi indirdiğim film yoktur. Söylerim bir arkadaşıma o indirir. Ama bu filmde bu olmuyor. Elime geçen filmlerde bir terslik çıkıyor sürekli. Cenabet bir film oldu.
Bu arada ben çoktan Prison Break'i (televizyondan) izledim. "Off ne büyük deha, Scofiled adamsın" diye geziniyoruz.
Sene 2011 oluyor Esaretin Bedeli izleniyor. Beklenti büyük, keza Godfather'ı bile geçip IMDB'de bir numara olmuş. Aynı yıl Oscar'ı Forrest Gump'ın almasının geç gelen karşılığı herhalde. Bir nevi kendi esraretinin bedeli. (Aynı sene Forrest Gump'a geçilenler arasında Pulp Ficiton var bir de)
Film başlıyor, çok güzel olduğunu inkar etmiyorum ama sonraki sahneler az çok tahmin ediliyor. Red ile Sucre arasında benzerlik arıyorsun, hapisane müdürlerini kıyaslıyorsun, filmden alacağım tad bok oluyor.
Ama güzel film, her zaman kendini belli eder. Ama kesinlikle İMDB'de bir numara olacak bir film değil. Belki şu Holywood klasiği "umut, inanmak, başarmak" falan gibi terimlerin defalarca gözümüze sokulması olmasa daha da iyi olacakmış.
Yakın geçmişte çekilmiş olmasına rağmen şimdiden klasik kategorisine girmiş bir hollywood başyapıtını bir dizi ile kıyaslıyorsun ya... tebrikler!
YanıtlaSilPS: sakın yarın öbür gün Sabri'yi de Lisandro Lopez ile kıyaslamaya kalkma, gülerler adama :)
önyargılar ,önceden şurdan burdan duyumlar neticesinde filmle ilgili beklentiler falan filmin bize vereceği gerçek hissi öldürüyor.
YanıtlaSil