Siz bu satırları okurken, 1 günden fazlası olmuş olacak. Ama ben bugün yazıyorum. 12 Aralık. Dün 11 Aralık.
Herkes, ben de dahil, Trabzonspor maçının coşkusuna, Fenerbahçe maçının sevincine kapılmışken, bir yerlerde rahatsız edici bir durum vardı.
Mustafa kardeşimle mesajlaşıyoruz, takım ne kadar iyi, ne kadar güzel, İmparator aldı götürdü, Elmander müthiş, Engin reis, Sabri kaptan vs.. cümleleri. Son mesaj benden. Bu takım keşke Sami Yen'de olsaydı. Keşke biz hala orada olsaydık.
Ne kadar saçma. Bazılarınız ''hala mı Sami Yen'' diyecek. Haklılar. Ben de yazmak istemiyorum. Giden gitmiş. Ama vefa duygusu çok ağır. Unutmadığını göstermek istiyorsun. Başkasına değil, ona.. Hayatımın en güzel anlarının büyük bir kısmını ve hayatımın en güzel acılarını yaşadığım yer, koridor, merdiven, sokak...
11 Aralık 2010 akşamı. O gün hissedilenler. 1 sene olmuş dün. Koltukların kırılan sesi. Stadyumdan çıkış. Son otobüs yolculuğu. Burada yazıyor, duruyor hala, ara ara girip okunur.
Sırf o biraz sahte olan duygusallığı yaşamamak için gidilmeyen Şekerspor maçı. Ama o gün bile stadın çevresinde turlamak. Tam sokaktan çıkarken, stadın içinden patlayan havai fişekler.
Arena'ya ne zaman gideceğim? Ne zaman ayak alışacak? Ne zaman "bizim"/"benim" olacak? Takım çok iyiken bile hala maç seçiyoruz. Oysa eskiden Olimpiyat'a bile gidilirdi, Arena'nın günahı ne? Arena, yuva yıkan stad çünkü. Yine de Manisaspor maçında buzları eritme şansını vermek lazım.
Peki Çarşamba günü niye basketbol maçı, niye Abdi İpekçi? Tamamen takım başarısıyla mı alakalı? Salondaki bu coşku biraz da küskünlerin, eskilerin, yenilerin, büyüklerin, küçüklerin, herkesin gelmesinden dolayı değil mi?
Kafalar çok karışık. Tam 1 sene olmuş dün. Koltuklar kırılırken çıkan ses bir yana, davulları alıp gidenler, tribünleri terk edenler bir yana. Eski tezahüratlar, We Are The Best'ler bir yana, yönetim istifa sesleri bir yana. Muhteşem bir ayrılık günüydü.
Belli ki hala ayrılamamışız.
usta be ben 2010 da istanbul a üniversite okumak için geldim yıllarca tv de gördügüm o güzelliği 3 ay boyunca maçlara giderek yaşadım o kadar sıcak geldi ki anlatamam arada haginin monmacoya attığı golün yerine bakmak bile faklı gelmişti ben özlüyorum orayı senin yerinde olsam herhalde daha çok koyardı arena da beklemek şehrin dışında çok koyuyor be
YanıtlaSil