Salı, Aralık 20

Yılın Maçı

Bu hafta sonu pazar günü futbola doyduk. Gerçek futbolun adresi Alsancak Stadı oldu. Maçı Karşıyaka 2-0 kazandı ama bu hiç önemli değil.

Maçın ilk yarısını izlemediğim için hala pişmanlık içindeyim. Twitter'da yazılanlardan sonra maçı açtım. İnanılmaz bir atmosfer. Ortaokul yıllarında bizim yaptığımız maçların aynısı. Her tribün kovalayan adamın hayalini kurduğu maç.

Futbolcular kayıyor, düşüyor, top çamura, su birikintilerine takılıyor, ne olacağı belli değil. Futbolun gereklilikleri önemli değil artık. Herkes eşit. Top sürmek diye bir şey yok. Agbetu kendi yarı sahasından aldığı şut çeker gibi vuruyor. Top ileride takılıyor ve bir daha şut çekiyor. 60 metreyi 3 şutla geçiyor. Hızını alamayıp topu arkasında bırakıyor, kayıyor,düşüyor. O düşünce peşinden gelen savunmacı da düşüyor.

Forma renkleri iki takımın da aynı. İkisi de çamur rengi. Forma, topçunun vücuduyla bir olmuş.
Çekip düşürmen bile mümkün değil. Kaleciler topu tutamıyor. Tamamen mahalle maçı kalitesinde, yani en üst düzeyde. Heyecan üst seviyede. Bizim ortaokulda yaptığımız maçlardan tek farkı, maçın sonunda kavga çıkmaması.

Tribün böyle. Sanki İstikal'e kravatsız çıkılmazdı yıllarından. Böyle fotoğraflar vardır eskilerden. Bu en yenisi. Bakmayın böyle şemsiyeli durduklarına, son yılların en iyi Kaf-Sin-Kaf'ları bu maçta çekildi.

İzleyenler futbola doydu, büyük bir ihtimal haftayı hasta olarak geçirdiler. Önemli değil.

Maç sonu sevinci. Sevinemiyorlar bile. Karşıyaka böyle ilginç maçları kazanıyor. İki ara pasıyla iki gol attılar bu sahada. Bir gün sonrası 19.12. Karşıyaka Günü. Biraz Fenerbahçe çakması olsa da anlamlı bir gün.

Ve evet bu maç İzmir'de oynanadı. Sıcak iklim. Yağmurdan çok çile çekmemesi gereken şehrin en güzel stadı. En güzel stadın boktan zemini. Boktan olsun, böyle olsun. Bu yıl izlediğim en güzel maçtı, keşke stadyumda olsaydım. 30 yaşımdan sonra o da olacak.


Özet için tıks.

1 yorum: