Geçen gün yazdığım yazıdan devam.
Babamın baba olduğu yaşta, bir babalar gününde, kız kardeşim ilk kez evimde gelip misafir olarak kaldı. Kardeşinin veya babanın evinde misafir olarak bulunması çok ilginç.
Sıkılmasın diye inanılmaz bir çaba. Ben onunla birlikte ne yapsam sıkılmam ama o bir kere sıkılsa, sıkıldığını belli etse, suratını assa fena olurum. Televizyon izlemek gibi boş bir durum bile onun mutluluğu söz konuysa dünyanın en güzel aktivitesi oluyor.
İşte tam o anda bu reklam çıkıyor. Baba değilim. Kız evlat da değiliz. Hani bu reklamın içine tam olarak nasıl gireceğiz. Giriyoruz işte. Hisler, duygular aynı. Hatta tam olarak kendimi kötü hissetmeme nedenim gözümün önünde. Onun büyüdüğünü görememek ve onun yanında olamayıp koruyamadığını görmek.
Babama benzediğimi anladığım gün olarak tarihe geçecek, 17 Haziran 2012. Bir de inceden bir mesaj var; bu reklamlarla kendini avutamazsın.
Baktığın zaman bir buçuk dakikalık bir reklam. Reklam yahu. Müzik de güzel. Orjinal şarkıdan araklamışlar ama bu versiyon daha güzel olmuş.
gördün mü evlat ne demek ( babam ve oğlum'dan)
YanıtlaSilvay amına koyayım babası kıza üniversiteye giderken şak diye araba almış. kral babaymış.
YanıtlaSilbizim peder bana anca ortaokula geldiğimde bisikleti ögretti la.
arabada gaz debriyaj nerde bilmem hala.
sikerler polo'yu. bisan koyar.
#arabadaninbisikletebin
17.