Perşembe, Ekim 18

Atladı Lan Vallahi



Bir pazar günü. Diğer pazarlardan daha farklı. Avrupa'nın en üst düzey liglerinde maç yok. Sıkıcı yani. Yapacak, izleyecek bir şey yok. Biraz PTT 1.Lig'e göz atıyoruz. Göztepe'nin Erciyes deplasmanı. Uyuklamamak için neden yok.

Derken bir anda, bir şeyler konuşulmaya başlandı sağda solda. Adamın biri uzaydan dünyaya atlayacakmış. Ne oluyoruz lan? Sanki, mahallede "adamın biri çatıya çıkmış aşağıya atlayacak" denmesi gibi, bir panik ve heyecan. Aniden, bir anda.. Bu işler o kadar kolay mı? Yani uzaya gidip atlamak. İnsan böyle bir olayı önceden bir fişekler. Pompalar, gaz verir. Herifi yolda yakaladık resmen. Gerçi daha önce de denemiş, planlamış ama olmamış. Bizim ilgisizliğimiz ama ne biliyim daha planlı olsaydı.

30-40 sene öncesi bu yüzden güzel işte. Dünyada olan biten olay çok az ve bütün dünya buna odaklanabiliyor.  Aya mı çıkılacak, herkes çıkıyor, savaş mı var, bütün dünya savaşıyor, Muhammed Ali'nin maçını herkes izliyor, Dallas başlayınca tüm Türkiye izliyor, herkes aynı filmi sinemada izliyor... Neyse, bunlar ayrı konu...

Bu arada gerçekten bu işler bu kadar kolaymış. Herif uzaya çıkıyor, gittiği mesafe 39 km. Ben bir günde bisiklete biniyorum, iki kere İdealtepe-Fenerbahçe yapsam aynı mesafe, herif uzaya çıkıyor. Yalnız o mesafeye 2 saatte çıkabilmiş olması da hayret edici bir şey. Bu konuda o kadar çok anlamadığım şey var ki, "bu herif niye atladı" sorusunu sormaya henüz fırsat bulamadım.

Yalnız herşeye rağmen, adamın, kapsülün kapağını açtığı anda ve ayağa kalktığında oluşan sahne, manzara vs.. baya iyidi. Adamın yerinde olmak isteyeceğim tek an o andı. Yukarıdan aşağıdakilere bakmak. Ve aslında aşağıdakilerin onu izlemesi. Müthiş. O an "atlamıyorum" dese bile önemli değildi. Mesele kimsenin görmediğini görmek, kimsenin gitmediği yere gitmekse, adam onu yaptı zaten. 

Ama yaşadığı heyecan falan çok da sarmadı. Bizim Kadıköy deplasmanları öncesi yaşadığımız şeyler işte. Aynı heyecan. Adam basın toplantısında "Beklentiler, kırılacak bir rekor, ego... 52 yıldır kırılamayan, çok zor bir görevdi" falan demiş. Bir de klasik kelimeler; heyecan, zevk, korku. Tam Kadıköy deplasmanı işte.

İşin şakası bir yana olaya biraz ayar da oldum. Şimdi bu başarıyı ve rekoru Felix sahiplendi. Helal olsun, feda olsun. Ama biraz ebeveyn tarzı olacak. Ya başına bir şey gelseydi? Umrumda da değil ama herhangi bir başarısızlıkta ve kötü sonuçta ihale bütün insanlığa kalacaktı. 

Göz göre göre öldü

Dünya ölümünü izledi

Canlı yayında intihar

İnsanlığın büyük ayıbı gibi bir şey olacaktı. Canlı yayında atlıyor adam. 10 sene sonra çocuğumuza anlatamayız. Bir de sponsoru Red Bull falan olunca, eğlence adı altında geçiyor. Tabi ki atlamasın demiyorum, herif kahvaltıda yürek yemiş, ne yaparsa yapsın ama keşke canlı yayın olmasaydı. Zaten sıkıcı bir pazar günüydü, bütün dünya aynı anda onu izledi. Gerek yoktu sanki.


1 yorum: