Perşembe, Ocak 22

Wall-e



Sinemada izlediğim ilk film Aslan Kral olabilir. Tam emin değilim ama hem o günü hem de sinemadan çıktıktan sonra hissetiklerimi hala daha çok net hatırlıyorum. Çok sevmiştim. O dönemlerde baya animasyın vardı. Pocahontas falan çıkmıştı. Ben izlememiştim ama seveni çoktu. 2000'lere gelince Şrek, Nemo, Ice Age falan çıktı. Hepsi de güzeldi. Yaşım ilerlemesine rağmen izliyordum. 

Hepsinin bir ortak özelliği vardı. Hayvanlar ve doğa vardı. Pocahontas hayvan değildi tabi ama çevresinde insan kadar hayvan vardı. Hepsi de doğayla iç içeydi. Ormanlar, denizler, buzullar. Bir çocuğun, hele hele şehirde yaşayan bir çocuğun doğayı özümsemezi için oldukça önemliydi.

Artık devir değişiyor galiba. Çünkü Wall-e bu tarz bir animasyon değil. Artık robotlar var animasyonlarda. Farklı gezegenlere gidiyorlar. Bu dünyanın işi değiller. İlginç olan (ilginç de değil belki) seviliyorlar, izleniyorlar. Ben adapte olamadım. Konuşmayan bir robotun farklı bir gezegeneki hikayesi... Çok sıkıcı.

Dünya çok değişti. Ve değişimin en hızlı anı bizim büyüme dönemize denk geldi. Bizim öğretilenlerin artık bir değeri kalmadı. Bize enjekte edilen bilgileri, değerleri doğru dürüst kullanamadık, çünkü devirleri geçti, önemleri kalmadı.

Açıkçası bu Wall-e adlı filmden çok rahatsızım. Bana Madagaskar falan lazım...

1 yorum:

  1. Hay canına sayın seyirciler!
    Wall-e var ya, en sevdiğim aşk filmlerinden biridir. Demek beğenmediniz! İlginç.

    YanıtlaSil