Dünyanın tadını çocuklar çıkarıyor. Zaman geçtikçe, o günlerden uzaklaştıkça bunu daha iyi anlıyorum. Şöyle bir maçta oynamak çok keyifli olsa gerek. İzmir U-11 finali. Göztepe ile Altınordu müthiş bir maç oynuyor. Skor 4-3... "Skor önemli değil" demeyeceğim muhakkak önemi var ama aslında sadece ayrıntı. Bu maçta gol atan ve tribüne koşan bir çocuğa "skor önemli değil" diyemezsiniz Fakat, yaşadığı duyguların, hissettiği coşkunun skordan daha önemli olduğunu da söylemek lazım. Kaybeden de bu maçı unutmayacak zaten ve seneler sonra keyifle anlatacaktır.
11 yaşındasın, hayallerin var. Dünyayı keşfetmeye çalışırken final maçında gol atıyorsun. Tribünde arkadaşların, ailelerin veya hiç tanımadıkların... 300-500 kişinin önemsediği bir maç ama senin hayatını en güzel günü. Çocuğum olursa kesinlikle bir sporla uğraşmasını isteyeceğim. Profesyonel olmasına da gerek yok. Okul takımı bile olsa olur. Biz yapamadık o yapsın. Bizim yapamadığımız her şeyi o yapabilsin.
Kendi hayatımda heyacanlanacağım hiçbir şey kalmadı. Biriktidiğim hikayelerin büyük kısmı 10 sene öncesine ait... Yani demem şu ki, çocuklar ve ergenler hayattan büyük keyif alıyor. Gerçek hayatı onlar yaşıyor. Yaşamın en güzel zamanı. Onlara keyif alacakları alanları bırakmak lazım. Belki bizi de yanlarına çağırırlar da bizim de hayatımıza renk gelir.
Mükemmel yazı. Çocuğum olduğunda (hayırlısı) yetiştirirken sorunlarım olduğunda hep bu yazıya dönüp bakmalı. (Bi de bugün benim doğum günüm,24 olduk)
YanıtlaSil