Cumartesi, Eylül 26

2001: A Space Odyssey



Uzun zamandır sinema ile ilgili bir şey yazmıyordum buraya. Zaten son zamanlarda genel olarak da ihmal ettik. Zaman ayıramıyordum. Buraya seyrek yazmamın bahanesi bu. Fakat sinema-film eksenli bir şey yazamamış olmanın nedeni zaman değil; direkt bu film.

İzlediğim filmlere dair bir post atıyorum buraya. Bazen sadece afişi bile geçiştiriyorum. Ama sırayla yazıyorum. Geriye dönüp bakması oluyor. Geçen gün Sinan ve Uğur film tavsiyesi istedi; döndüm ne izlemişim diye buraya baktım mesela. Faydası büyük. Ama son dönemde kanal tıkandı. Tam bu noktada tıkandım.  2001: A Space Odyssey hakkında hiçbir şey yazamayınca, tükendim. Nedeni tam olarak bu.

Üzerinden zaman geçince insan daha dürüst, cesur ve net oluyor. Bütün toplum baskısına ve yaklaşık 45 yıldır bu filme duyulan sevgiye rağmen mesafemi koyuyorum. Bilmkurgu benim işim değil. Çok ısrar ettim, belki ileride yine ısrar ederim ama yok, olmuyor. Bir yerden sonra kopuyorum. Geleceğe Dönüş'ten bir tık yukarısı beni bozuyor. İşin açıkçası Kubrick'i de sevemedim. 

Aslında konunun saran bir yanı da var. Hatta ilgimi devamlı çeken bir tartışma konusu. İnsanlık nereden geldi, nereye gidiyor. Uzun uzun otur konuş, sıkılmam. Ama filminde sıkıldım. Sanırım Otomatik Portakal'da olduğu gibi kitaba yönelmem lazım. Orada da önce filmi izlemiş ve 'İnsanlar galiba biraz abartmış' demiştim. Sonradan kitabı okuyunca hem bir başyapıtla karşılaştığımı anladım hem de filmin aslında başarısız bir uyarlama olduğuna kanaat getirdim. 

Şimdilik, 'Başarısız' demiyorum. Kitabı bir gün okursam değerlendirmeyi o zaman yaparım. Fakat film oldukça zorladı. O nedenle buraya yazmak daha da zor oldu. Şu an yazdım (yaklaşık 7 ay sonra) ve resmen rahatladım. Yük kalkmış gibi hissettim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder