Perşembe, Kasım 10

Goal



Futbol filmi zor iş. Çekmesi ayrı dert, inandırıcılığı ayrı problem. Hem bu nedenlerden dolayı hem de futbol sevgim sebebiyle bu tarz filmlere pozitif ayrımcılık yaparım. Fakat vizyona girdikten 10-11 sene sonra izlediğim Goal filmi için ne desem olmaz! Bu kadar kötü film az olur.

ABD'liler bu işin içine girmemeli. Bir kere ABD halkına futbolu anlatmak için filmin içine ediyorlar. Bazı sahnelerde salağa anlatır gibi anlatıyorlar. İnsan da sıkılıyor. Üstelik hataları, yanlışları da çok fazla.

Futbol sahneleri fecaat. Baş karakter Santiago Munez'in bir tek ismi futbolcu. Tavırları, koşuşu, topa vuruşu; her şey falso! İnsan böyle bir film yaparken, oyuncuları belirlerken en azından temel şeylere dikkat eder. Haliyle filmin baş kahramanının radarımızdan çıkmasına 10 dakika yetiyor. Yerini ise Gavin Harris (Alessandro Nivola) alıyor. En azından topla daha haşır neşir gözüküyor. Nunez o kadar kötü ki, Harris'i görünce filmdeki gerçek futbolcuların yanında ''Ulan acaba bu da mı futbolcuydu, biz mi anımsayamadık'' diyoruz.

Munez'in transfer dönemi dışında (sezonun bitmesine 3 hafta kala) Premier Lig'e transfer olması, daha sonra 1 aylık süreçten sonra ligin sonuna yetişmesi, Ada'daki birçok kulübün anasını ağlatan çalışma iznini hemen alabilmesi ABD'deki futbolseverlerin dikkatinden kaçmış olabilir. Ama bizi rahatsız eden detaylar olarak karşımızda. Yoksa Meksika doğumlu bir Los Angeles çocuğunun Newcastle United'a gitmesi ve başarılı olması bizi şaşırtmaz. Futbolda böyle hikayeler mevcut. Jamie Vardy ile daha yeni tanıştık. Olur bunlar; ama biraz tutarlılık be kardeşim; çok değil!

Biz bu filmi daha önce görmüştük. Sıfırdan gelen başarı hikayesi, alemci takım arkadaşı, idealist teknik adamlar... İlyas Salman'ın efsaneleştiği Ya Ya Ya Şa Şa Şa filmi de böyleydi.

Bu filmde de hoşumuza giden sahneler; Newcastle United teknik direktörünün verdiği dersler Gavin Harris'in adamlığı ve profesyonel topçuların gözüktüğü anlardan ibaret... Gerisini at çöpe.


"The name on the front of the shirt is more important than the one on the back..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder