Bütün bir sezon hiçbir sportif faaliyete gitmedikten sonra aynı haftada ikinci maç… Daçka-Real Madrid maçından sonra bu sefer futbol maçındayız. İki hafta öncesinde şampiyonluğunu garantileyen ve 2.Lig’e çıkan Bodrumspor, Yeşil Bursa ile oynayacaktı. Tesadüfen benim de şehirde oynadığım güne denk gelmişti. Stada gidip atmosferi görmek için iyi bir fırsattı. Zaten gün içinde yapacak daha iyi bir şey de yoktu. Zamanın yavaş aktığı ve sosyal fırsatların az olduğu yerlerde bu tip olgular çok önemlidir.
Buna yazının sonunda değineceğiz; biraz (ama çok az) maç hakkında konuşmak lazım. Bodrumspor, şampiyon olmanın getirdiği rehavetle sahadaydı. Hava da artık bahar ortalamalarının üzerine çıkmaya başlamıştı. Saat 15.30’da oynanan karşılaşmada pozisyon göremedik. Zaten maç da golsüz bitti. Ligde kalmanın rahatlığı ve Bursaspor’a kendini göstermenin heyecanıyla saldıran Yeşil Bursa’nın da (kadronun neredeyse yarısı Bursaspor’dan kiralık) gol atmak için gücü yetmedi. Düşük tempoda geçen bir maçtı. Bodrumspor kalecisi Gökhan’ın konsantrasyon sağlamak için takım arkadaşlarına bağrışları olmasa o sıcakta biz bile uyuyacaktık. Sezonun ikinci yarısında gösterdiği performansla merakımı çalan Çağrı Tekin ise kadroda yoktu. Onu da izlemek nasip olmadı. Maçın hemen başında sakatlık nedeniyle oyuna giren Mehmet Bağlı’yı da sahanın en göz alıcı oyuncusu olarak seçtim. Zaten sezonun kilit isimlerinden biriydi, bu maç yedek kulübesinde kalması bekleniyordu ama beklenmeyen bir gelişmeyle son maçta da sahaya çıkmış oldu.
Aslında Bodrumspor’un maç öncesinde şampiyonluk kutlayacağını tahmin ediyorduk. O yüzden stada da erken girdim. Fakat kutlamalar maç sonuna ve o günün akşamına alınmış. 0-0 biten maçın ardından kutlama izlemeye gücüm kalmamıştı. Zaten bütün sezon yoktum, şimdi kutlama fırsatçılığına girmeye de gerek yoktu.
Bu sezon yoktuk ama seneye olacağız inşallah. 2.Lig, ülkenin passolig olmayan en üst ligi. Yani bizim gibilerin izleyebileceği en kaliteli maçlar burada oynanıyor. Böyle Karşıyakalı, Mersin İdman Yurdulu bir grup çok iyi olurdu. Ve tabi bol İstanbul takımlı; özellikle de Eyüpspor! Seneye daha çok fırsat yaratmaya çalışacağız.
Benim Bodrum’da yaşadığım yıllarda, Bodrumspor amatör ligde oynayan bir takımdı. Kimsenin ilgilenmediği, Bodrum’a gelen turistlerin otogara girerken gördüğü stadyumdan ibaret bir kulüptü. Şimdi ise, çık kısa sürede 2.Lig takımı oldu. Kulübün başarılı olması önemli değil; daha önemli olan buradaki insanlara keyif alacakları ve ilgilenecekleri bir şey yaratmış olması. Bu heyecan sokaklarda çok net bir şekilde kendini belli ediyor. Sadece sokaklara asılan bayraklar veya insanların üzerinde olan formalar değil mesele; genç-yaşlı-kadın-erkek herkesin Bodrumspor’dan bahsediyor olması.
Bodrum; birçok Anadolu kentinin üzerinde bir sosyal hayata sahip olsa da sonuçta bir Anadolu kenti.. Özellikle yaz sezonu bittikten sonra kendine çekilen, yaşayan insanlara monoton bir hayat vadeden zor bir kent. Haliyle; böyle yerlerde futbol takımları çok önemli. Bodrumspor’un halk üzerinde yarattığı etkiyi, oluşan farkı çok net görmek mümkün.
Bodrumspor’un en son geçen sezon maçına gitmiştim. Sezonun ilk aylarında oynanmıştı. 3.Lig’e yeni yükselmişlerdi. Yani 1.5 sene gibi gözükse de kaba bir takvim hesabıyla; gittiğim iki maç arasında iki koca sezon ve iki kış mevsimi vardı. Ve hem Bodrumspor’da, hem de Bodrum’da çok daha büyük fark vardı. Belli ki artık kış mevsimleri biraz daha eğlenceli geçiyordu. Seneye çok daha güzel olacak gibi duruyor.
ümraniye, bodrum'u siker. rahat olun.
YanıtlaSil