Salı, Mayıs 9

Mon Roi



Festival kovalayan sinefillerin çok büyük övgülerini alan film beni sarmadı. Birincisi konu çok sıradandı. Haksızlık etmeyelim; zaten hemen her film benzer konuları anlatır. Sıradan bir konuyu en etkili şekilde anlatana ise bayılırız. O kısım burada eksik kaldı. Tempo düşük, kurgu vuruculuktan uzak. Süresi de çok uzun. 90'a kadar idare ettik ama 120'ye uzayınca çok zorladı. Oyuncular filmi biraz kurtardı. Vincent Cassel ve Emmanuelle Bercot iyi iş çıkarıyor. Bercot, Rooney Mara ile beraber Cannes'da “en iyi kadın oyuncu” ödülünü paylaşmıştı. Benim oyum ikisi arasında yine Mara'ya kayardı ama neden böyle bir tercih yapıldığını da anlamakta güçlük çekmiyorum.

Esasında üzülüyorum böyle işlere. Çünkü bir ışığı vardı. Bir aşkın; güzel başlayan tutkuyla beslenen bir ilişkinin nasıl dibe vurduğunu ve nasıl bir psikoloji çöküşe ilerlediğini çok daha güzel anlatabilirdi. Çekimler, metaforlar, flashback'ler çok iyi bir düşüncenin işareti. Fakat filmle ilgili tüm faktörleri bir araya getirince, bir de süreyi uzatınca puanlar düşüyor.

Yine de şunu demek lazım. İzlediğimiz, bir Fransız filmiydi. Fakat izlediğimiz Tony karakteri, bize anlatılan Avrupalı kadın imajından çok uzaktı. Bu karakterimiz Türkiye’de çok sık başvurulan “Bütün erkekler öküzdür, kadınlar öküz sever” teorisini güçlendiriyor. Tam bir Türk kadını izledik. Bunu küçümsemek için de belirtmiyorum. Ama Avrupa kadının biraz daha kendine güvenli olduğunu, hatalar karşısında, yürümeyen bir ilişki ile karşılaştığında daha radikal kararlar alabilme cesaretine sahip olduğunu sanıyorduk. Sanırım değilmiş. Kadınlar kendi bilir bu işleri, bize laf düşmez. Vincent Cassel karizmatik bir adam; onun karşısında ilkelerden, akıldan, değerlerden taviz verilebilir, insanın bireysel olarak çöküşü çok kolay bir şekilde hızlanabilir. Her şeye rağmen, anlaşılabilir bir taraf kalıyor işte…

Bir Eyşan kadar olmasa da Agnes de rahatsız edici bir karakter. O tam bir Avrupalı. Sınırı yok. Cesareti çok. Gerektiğinde intihar bile edebiliyor. Yine de onu sevmiyoruz film boyunca. Gerçi film boyunca ben o üç karakteri de sevemedim. Biri şımarık, diğeri korkak, bir diğeri karaktersiz! Bizim karakterlerimiz Tony’nin rehabilitasyon merkezinde beraber çalıştığı insanlar. Kaybedenler, kaybettikleri için mücadeleye devam eden insanlar. Tony de onları çok seviyor. Biz onların tarafındayız. Başrolde değiliz ama en etkili yerdeyiz.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder