Hocam biz buna ne diyelim be... Bu filmdir, bu sinemadır, bu hayattır... Sadece 180.000 dolara çekilmiştir. Demek ki Majid Majidi çok büyük yönetmendir.
Her karakterini ayrı ayrı seviyorum; tabi ki en başta kız kardeş Zahra'yı. Bir tek filmin başında Ali'nin ayakkabıları aramasına izin vermeyen manava ayar oldum. Baba bile en başta korkutucuydu ama sonradan anladık ki o da özünde iyi adam. Baba gibi baba; uğraşıyor, didiniyor. Önündeki şekerlerden bir tozunu bile bardağına atmıyor; kendisine emanet edildi diye. Zengin mahallelere çalışmaya gidince beceriksizliği ortaya çıkıyor ama en çok çocukları için üzülüyor, onlar için çabalıyor.
Ulan babayı bu kadar anlattıysam çocuklar Ali ve Zahra'dan da bahsetmem lazım ama benim kelimelerim yetmez. O çocukların muhteşem oyunculukları nedense devam etmemiş. IMDB'de liste düşük. Komşu ülke İranlı çocuk oyuncuların kariyerleri için IMDB'ye bakmak... Bunun üzerine de ayrı bir yazı yazılır.
Bu filmde insanlık var. Kısa kısa sahnelerde bile görebilirsiniz. Ayakkabıyı kanaldan çıkaran esnaftan, okuldaki öğretmene kadar... O karakterlerin hiçbiri boşuna girmemiş filme.
İran'ın Oscar'a aday olan ilk filmiymiş. Ondan sonra da, biri sonuncusu olmak üzere iki kez kazandılar. Kapıyı açan Majidi olmuş. Bir ara diğer filmlerine de bakacağız.
bu adamın 1-2 tane daha güzel filmi var, onlara da bakarsın.
YanıtlaSil