Her sabah aynı ritüeli yapıyorum. Sabah kalkıyorum ve işe
gidiyorum. Burası normal; zaten riütele denemez, zorunluluk. Bunu herkes yapar. Ritüel kısmı yolculuk tarafında. İşe gidiş kısmında bazı alışkanlıklarım var. Kadıköy’den Beşiktaş’a giden vapura biniyorum. Vapurda bir
şeyler okuyorum (genelde Fanatik), vapura binmeden aynı simitçiden çatal
alıyorum. Hatta artık tezgahtaki çocuğa ne istediğimi bile söylemiyorum. “Merhaba”
der demez, o zaten çatalı poşete koymaya başlamış oluyor. Bunlardan başka bir de denizin üzerindeyken çatalın
yanında günün ilk çayını içiyorum.
Vapur dedim ama bu işin bir de motor kısmı var. Kadıköy’den
Beşiktaş’a geçiş saatim her gün değişiyor. Bir gün önce oynadığım halı saha maçının
temposuna, izlediğim filmin uzunluğuna, watsapp konuşmasının devamlılığına,
kurduğum alarmın dakikasına, sabah uyandığımda Digitürk film kanallarında sevdiğim bir
filmin sevdiğim bir sahnesine denk gelmeme göre saatlerim değişiyor. Eğer 10.15
ve 10.45’e yetişirsem vapura biniyorum. 10.30 ise motor demek. Çok nadir, 11.00
motoruna sarktığım da oluyor.
Yazının konusu da tam olarak burada başlıyor. Vapurda çaylar
daha güzel ve 1 Lira. Turyol’un motorlarında ise çay da tost da çok kötü.
Üstelik daha pahalı. Anlamsız bir şekilde ufak çay – büyük çay ayrımı var.
Büyük çay; 1.5 Lira, ufak çay 1 Lira. Fakat motordaki ufak çay ile vapurdaki
çay arasında hem tat hem boy farkı var. O tat farkı zaten otomatikman motorda
büyük çay almamı engelliyor. Daha pahalıya, daha kötü bir çay içmek istemem. O nedenle
motorda her defasında 1 Lira'ya küçük çay alıyordum.
Bu işe motordaki çaycılar çok bozuluyordu. Müşteriye ufak çay vermemek
için çok direniyorlardı. Ben her sabah ve her akşam bu vasıtaları kullandığım
için, işin ne olduğunun farkındayım. Ayda yılda bir binenlere dürüst
davranmadıklarına eminim. Haklarımı biliyordum ve her defasından ısrarlı isteklerim sonunda küçük çayımı
alıyordum.
Son dönemde ise 10.30 motorunda ilginç şeyler olmaya
başladı. Bu motorlar her gün değişiyordu. Yani bir gün 10.30’da Kadıköy’den
kalkan motor başka, ertesi gün aynı saatte sefer yapan motor başka olabilirdi.
Bunlardan bir tanesine (ismi bende saklı) denk geldiğimde, kantindeki elemanlar artık bana giderli
davranmaya başlamışlardı. Özellikle bir tanesi her ufak çay istediğimde, çayın 1.5 Lira olduğunu
söylüyordu. Aynı adam, aynı ses tonuyla… Ben her defasında diğer motorlarda
1 Lira olduğunu diretince “Bozuk yoksa verme abi” diyerek hem geri vites yapıyordu hem de az önce yaptığı kural dışı söylemi geçiştiriyordu. Ben de bozuk oluyordu ama
vermiyordum. Yine de hemen her sabah yaşanan bu dikleşme beni sinirlendiriyordu.
Yapmam gereken şeyi yaptım. Turyol’a mail attım. Onlara her
sabah aynı motorda benzer diyalogların yaşandığını, çayın diğer motorlarda kaça
satıldığını bildiğimi, bu işgüzarlar hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını
talep ettim. Açıkçası bir sonuç almayı beklemiyordum. Mail okunmayabilirdi
bile. Ama en azından içim rahat ederdi. Bir şey yapmış olmalıydım. Ne de olsa
bilen bilir, bu yöntem sayesinde mahallemize halı saha kazandırmışlığımız bile var. Denemekten zarar gelmezdi.
Mail'den birkaç gün sonra tekrar motora bindim. Başka bir motordu. Yani başka bir
çalışan vardı ve bana çayı sorunsuz bir şekilde 1 Lira'dan vereceğinden emindim.
Çayı aldım, 1 Lira'yı uzattım. “Abi çay 1.5 Lira oldu” dedi. “Ne zaman ya, daha
geçen gün aldım” dedi. Sanırım günlerden pazartesiydi ve o hafta başında zam
gelmişti. Benim mail atmamdan en fazla bir hafta sonra...
Kısacası Turyol’un fiyat politikasına bir standart getirmek istemiştim ve o standart gelmişti. Sadece benim düşündüğüm gibi olmadı. Ufak çaylar, benim isyanımdan sonra 1.5 Lira oldu. 1 Kasım itibariyle
büyük çaylar 2 Lira… Hepimize hayırlı olsun. Ne yaptıysam halkım için yaptım ama
herkesten de özür dilerim. Yine de pişman değilim, gene olsa gene yaparım.
Fakat 1.5 Lira'ya o kötü ufak çaydan içecek değilim. Biraz
daha fazla para veriyor olsam da, motora bineceğim zaman Fanatik aldığım
büfeden bir de vişne suyu alıyorum. Onlar büyük oynadı ama ben de pes etmedim.
Bu savaş devam edecek. Üstelik vişne suyu daha sağlıklı…
bu da seri olsun ya , birileri de portakal suyu terörünü yazsın artık.
YanıtlaSil