Yeni sezon öncesi birçok takım kampa girdi. Çoğu takım Avrupa'da. Birkaç sene önce Bülent Uygun
yönetimindeki Osmanlıspor, Avrupa’ya ders vermek için Avrupa’ya gitmemişti. Sonra bir de pandemi çıktı. O zaman da yurt dışı kampları sekteye uğramıştı. Şimdi maddi imkanı olan her takımın tercihi yeniden yurt dışı oluyor. Normal...
Oysa 1980’lerde durum böyle
değildi. Ben o günleri yaşamadım ama bazı ilginç kamp tecrübeleri yaşamış takımlarımız. Ayrıntılarını en merak ettiğim ise Beşiktaş'ın 1985'te gerçekleştirdiği Van kampı…
Aslında bazı bilgilere sahibim Onları sıralayalım...
1982 yılında 15 sezonluk şampiyonluk hasretini sona erdiren
Beşiktaş; ardından gelen üç sezonda istediğini elde edememişti. Önce beşincilik,
ardından dördüncülük geldi. Ama en acısı 1984-85 sezonuydu; şampiyonluk
Fenerbahçe’ye averajla kaybedilmişti.
Saha sonuçları istenildiği gibi değildi; aynı zamanda mali
tablo da pek parlak gözükmüyordu. Genç oyunculardan kurulu kadronun başında
Branko Stankovic vardı. Yeni sezonda yola onunla devam edilecekti. Fakat ezeli rakipler Fenerbahçe ve Galatasaray bomba
transferlerle beraber Almanya’ya kampa giderken, Beşiktaş’ın rotası Doğu’ya
dönmüş. Siyah-Beyazlılar, maddi yetersizliklerden dolayı sezon başı kampını Van’da yapmış.
Beşiktaş Temmuz ayının ortasında Ankara üzerinden Van’a
hareket eder. Takımı İstanbul’dan başkan Süleyman Seba uğurlar. Yola çıkış sessizdir ama varış daha farklıdır. Daha Ankara’da, Van’ın belediye başkanı Mustafa Çohaz kafileyi karşılar ve ekibe Van’a kadar refakat eder. Tam Vizontele'lik bir sahne canlanıyor gözümün önünde...
Van halkı da kafileyi coşkuyla
karşılar. Şehrin bütün sokakları pankartlarla süslenir. İlgiye en çok şaşıran ise teknik direktör Stankovic'tir. Tecrübeli teknik adam “Vanlıların gösterdiği
ilgiyi hayatım boyunca unutmayacağım” derken, Van şehrini de Beşiktaş’ın kalesi
olarak ilan eder.
Fakat her şey bu kadar hoş devam etmeyecekti. Sonuç olarak
Beşiktaş Van’a tatile değil, yükleme yapmaya gitmişti. Stankovic’in zorlu
idmanları Van’ın iklimi ile birleşince futbolcular oldukça zor anlar yaşar.
1700 metre yükseklikte olan Van, Boğaz kıyısından gelen genç sporcuları oldukça zorlamaya başlar. Hava sıcaklığı da 35 dereceye yaklaşınca; henüz ilk antrenmanda kaleci
Zafer Öğer ve genç oyunculardan Tekin Aslıhan baygınlık geçirir. İlk günden
yaşanan korkutucu durum, Stankovic’in planlarını da değiştirir. Sabah idmanları
saat 07.00’ye alınırken, idman sayısı da ikiden üçe çıkartılır.
Sorunlar bununla da bitmez. Van’da saha bulunamaması teknik
heyeti kızdırır ve Stankovic’in “Saha bulunmazsa geri dönerim” restini
çekmesine neden olur. Başkan Seba da, İstanbul’dan teknik heyete destek verir.
Bu ultimatomlar Van şehrini ikiye böler. Bir kesim Beşiktaş’ın tavrından
rahatsız olurken, başkan Çohaz, Beşiktaş’ın taleplerine cevap vermek için
uğraşır. Bu uğraşlar sorunların çözülmesini de sağlar ve kamp bir şekilde noktalanır.
Benim kampla ilgili bilgilerim bu kadar. Keşke Milliyet Arşiv açık olsa da biraz daha araştırsaydım. Fakat esas olarak dönemin tanıklarından o günleri dinlemeyi çok isterdim. Büyük bir takım, Doğu'da şampiyonluğa hazırlanıyor. Yeterince ilginç ve renkli değil mi?
Tabi bölgede henüz güvenlik sorunun olmadığı yıllar. Bizim gibi 90'ları yaşayanlar için imkansız gibi gözüken bir olay. Oysa yine Yılmaz Erdoğan filmlerinde gördüğümüz gibi, bir zamanlar Doğu ve Güneydoğu; aslında ülkenin diğerinden çok farklı olsa da, çok uzak olsa da gidip görülebilen bir yermiş. Şehre televizyon, solcu kütüphaneci, Ankara'dan yakışıklı bir şehirli genç veya bir futbol takımı gelebiliyor.
Kampın detaylarına hakim değiliz ama sonucunu biliyoruz. 1985 yazında Van'da kamp yapan Beşiktaş, sezonun ilk beş maçında gol yemiyor (üçü 0-0), Mart ayına kadar yenilmiyor ve Mayıs ayında namağlup Galatasaray'ın önünde averajla şampiyon oluyor.
Kısacası Van, Beşiktaş'a uğurlu gelmiş.
Öte yandan 1984 seçimlerinde Refah Partisi'nden seçilen başkan Çohaz, daha sonra ANAP'a geçer ama 1989 seçimlerini yine Refah Partisi adayı kazanır. Çohaz ve ANAP'a Beşiktaş pek yaramamış.
Milliyet arşiv açıldı tekrar patron.
YanıtlaSileyvallah; haberim yoktu, yazıyı yazarken de girememiştim. sanırım tarayıcıda ayarlar yapmak gerekiyor ama hiç olmamasından iyidir.
YanıtlaSil