Arjantin sineması yine şaşırtmadı. Filmi daha önce çok duymuştum. Arkadaş sohbetlerinde kendi aralarında bu filmden bahsedip gülen insanlar çok fazlaydı. Bu da beklentiyi yükseltmişti. Hal böyle olunca hayal kırıklığına uğramak çok olasıydı. Fakat olmadı. Beklediğim gibi bir film çıktı.
Birbirinden bağımsız altı film, altı öykü yer alınca genel bir değerlendirme yapmak da zorlaşıyor. Ama ilk göze çarpan, dünyanın bir ucundaki Arjantin ile Türkiye'nin benzerlikleri. Zaten altı öykünün ana fikri, şiddet ve öfke içermesi. Tıpkı Türkiye gibi. Kendisini solladığı için ölümüne kavga eden adamlar burada da var. Veya çekici rezaleti gibi sorunların yarattığı bürokrasi çılgınlığı. Tüm sevmediği insanları bir uçakta toplayacak deha var mıdır emin değilim ama aynı öfkeyi içinde yaşatan milyonlar da burada. Kaza yapan oğlunu kurtarmak için gücünü kullanan adamları zaten tanıyoruz.
Bir Arjantin filmi ama bunlar biraz da bizim hikayelerimiz. Hele o düğün sahnesi yok mu? Hadi diyelim tüm öyküler evrensel bir analize bağlanabilir. Rüşvet, öfke, bürokrasi birçok toplumda var. Fakat o düğündeki yapaylık, sahtelik, kasıntılık. Bunu ancak burada görebiliriz.
Filmin en önemli farkı mizahı. Esprileri göze sokmadan yapıyor, abartmadan güldürüyor. Hem de çok güldürüyor. Bu çok ince bir iştir. Herkes yapamaz. Toplumdaki çürümeyi ve şiddet isteğini bu kadar rahat ve komik bir biçimde işlemek... Harika...
En sevdiğim hikaye hangisi emin olamıyorum. Ricardo Darin'in yer aldığı bölüm, Darin sayesinde gönüle kazındı. Uçak olayı da büyük bir sürpriz. Nasıl bir filmle karşılaşacağınızı bilmeden böyle bir kurgu bulunca merak kat sayısı artıyor.
Hepsi güzel ama işte o düğün atmosferi yok mu? Korku filmi gibi olması gereken ortamı, bu kadar iyi tasvir etmek çok büyük alkışı alıyor benden. Filmi ilk olarak 6-7 ay önce izledim ama şimdiden 3-4 defa tekrar bakmışlığım oldu. Bakalım daha ne kadar gidecek?
düğün sahnesinde gelinin bir anlık da olsa bi şekilde bir şeyler hissetmesi, aşçı ile sevişmesi, ama o aşçının olayı arkadaşlarına "karıya bi çaktım var ya, yalan değil valla olm!" diye anlatışı da tam türk işi bence.
YanıtlaSil