2014'ten beri Süper Lig ve 1.Lig maçlarına gitmiyorum. Benim gibi birkaç arkadaşım daha var. Eskiden daha fazlaydık ama şimdi azaldık.
2014'te Passolig ilk çıktığında bireysel bir tepki koyduk. Kitlesel bir harekete dönüşmedi ama en azından tarafımız belli oldu. Tavşanın dağa küsmesi gibiydi ama en azından iç huzuru koruduk.
O günlerde "Passolig Gezi yüzünden çıkıyor" diyenlerin saflığına da tutulmadık. Zira Passolig, daha doğrusu E-Bilet uygulaması 2011'de meclisten geçmişti. Ortada daha Gezi yoktu. O zamanlar, kulüplerden tribün gruplarına kadar herkes memnun veya en azından sessizdi. Belanın ne olduğunu üç sene sonra anladılar.
2014'te gökten bir anda böyle bir uygulamanın indiğini sandılar. Önce bir tepki oldu. Basında veya muhalif kesimde yer alan söylemler bir kenara; tribün ahalisi çok da inandırıcı bir tepki koymadı. Birkaç "delikanlı tavrı", hafiften "Biz taraftarız bizle şaka olmaz" söylemi duyuldu ama ondan sonra herkes kendi köşesine çekildi. "Arma yalnız mı kalacak?" sorusuyla başlayan süreç yavaş yavaş "Kardeşim herkes alıyor, ben mi kurtaracağım"a döndü. Son dönemde bizim gibi kalan azınlığa "Kardeşim farklı olmak için amma uzattınız ya" denmeye başlamıştı ki; yüce meclisimiz yasayı biraz daha genişletti.
Tabi ki iyi olmadı ama konuyla ilgili her haberi okuduğumda "Oh iyi oldu" diyorum. Umarım devletimiz bu düşüncesinin arkasında kararlı adımlarla durur.
Tribün grupları ortak açıklama yayınladı. Yasayı eleştiriyorlar ama yasa çıkarsa ne gibi bir yaptırım uygulayacaklarını söyleyemiyorlar. Çünkü öyle bir tavırları olmayacak. Paşa paşa uyacaklar çıkan yasalara. Artık inandırıcılıkları kalmadı.
Muhalifler de iktidarı eleştirmek için bir kaynak buldular. Muhakkak üzerine gitsinler. Gerçi ilk yasa çıktığında nasıl tüm partilerin kabul oyu verdiğini de hatırlıyoruz ama zararın neresinden dönülürse kârdır. Fakat bu esnada tribün ahalisine gaz vermesinler; yalnız kalırlar, hatta arkadan vurulurlar.
Şimdilerde forumlarda "Maçlara gitmeyelim" gibi fikirler yazılıyor. Boykot yapılacakmış. Olmayacağını hepimiz biliyoruz. "Futbol taraftarla güzel! Bunu görsünler" diyorlar. Zaten görüyorlar! Taraftarsız bir dönemimiz hiç olmadı...
En çok Passolig satın alan tribünün, diğerlerine hava attığı bir dönemde bu tepkilerin hepsi sadece sıkıcı yaz aylarını doldurmak için gibi geliyor. Devlet de bu tepkisiz kanalı buldu. Beş yıl önce çıkardığı yasanın iyi iş yaptığını görünce, genişletmeye karar verdi. Kaçırması hata olurdu. Avrupa'nın en pahalı biletlerini satın alan taraftarların ekmeğini sadece kulüpler yememeliydi zaten.
Yukarıdaki pankart benim çok hoşuma gitmişti. Çok güzel bir benzetme. Ve tabi toplumdaki yansımaları da aynı. Kentsel dönüşümden herkes rahatsız ama herkes binalarını müteahhitlere vermek için kapıştı. TOKİ'yi kimse sevmiyor ama herkes TOKİ'nin ev kapmak istiyor. Passolig'i kimse sevmiyor ama herkes alıyor.
O zaman aynen devam...
olay çıkaran 3 kişiyse, bin kişinin içinde bile net tespit edilecek diye hikaye anlattılar. yine komple ceza verip bin kişiyi maça sokmuyorlar. en mühim sorun bu.
YanıtlaSil