Moussa Marega'nın Guimaraes deplasmanında yaşadıkları haftaya damga vurdu. Daha doğrusu gösterdiği tepki sayesinde dünyanın her yerindeki haber sitelerine özne oldu.
Aslında olay, haber sitelerinde ve sosyal medyada özet geçilirken biraz yanlış aksettiriliyor. Genelde "Rakip tribünlerin ırkçı tezahüratlarında dayanamayan Marega maç oynanırken sahayı terk etmek istedi" şeklinde bir ana fikir hakim. Fakat tam olarak öyle değil.
Yine de ortada bir tepki olduğu doğru. Marega, arkadaşlarının ısrarına rağmen kararından dönmedi ve oyundan çıktı. Onun neler hissettiğini anlamamız mümkün değil. Tabi şimdi uzun uzun 'Irkçılık kötüdür, ırkçı tezahürat yapmayın' yazacak halimiz de yok. Sene 2020 olmuş. Artık insanların, diğer insanları ikna etme veya durumu izah etme misyonu olmamalı. Kurumlar, kuruluşlar ve hatta devletler bunun için var. Harekete geçme ve cezalandırma görevi olanlar, işlerini yapmalı.
Mesela hakemler! Bu olayın da esas kaynama noktasında hakem Luis Godinho yer alıyor.
Tribündeki rakip taraftarların aslında büyük bir kısmı ideolojik kaygılarla bu tezahüratları yapmıyor. Çoğu ne yaptığının farkında dahi olmayanlar. Salaklar veya kalabalığa uyarak normal olan bir şeyi yaptıklarını düşünüyorlar. Zaten ideolojik bir düşünceyle saldırsalardı; önce kendi takımlarındaki siyahi oyunculara her hafta tepki gösterirlerdi. Öyle bir kaygıları yok. Bu kesimin tek amacı rakip oyuncuyu yıldırmak ve moralini bozmak. Fakat bu sefer işler planladıkları gibi gitmiyor. Marega bu tezahüratlar altında mücadelesine devam ediyor ve maçın 60. dakikasında takımını öne geçiren golü kaydediyor.
Golden sonra Marega'nın sevinci, bir protesto eylemine dönüşüyor. Tribünlere kolunu; yani ten rengini gösteriyor. Tribünler de iyice çıldırıyor ve ona koltuk yağdırıyor. Marega durmuyor; sahaya atılan siyah koltukları alarak kafasının üstüne kaldırıyor. Esasında buraya kadar alışıldık; ya da hayatın normal akışına uygun bir gidişat var. Irkçılığa uğrayan bir oyuncu var. Takımını öne geçiren golü atıyor ve tribünleri adeta çıldırtıyor. Ardından da öfke ve gurur karışımı duygularıyla protestosunu gerçekleştiriyor.
Peki sonra ne oluyor? Asıl şaşılacak olay burası. Aslında maçı o dakikaya kadar oynatması bile tartışılması gereken hakem Godinho, Marega'ya sarı kart gösteriyor. Marega'nın oyundan çıkma isteği de orada başlıyor.
Gerçekten ilginç bir olay. Bu esnada takım arkadaşları da onu oyuna geri döndürmek istiyor. Twitter'da birçok insan, bu duruma anlam verememiş. Arkadaşları ırkçılıkla uğraşırken, onların halen oyunu ve kalan dakikaları düşünmeleri ilk bakışta saçma gelebilir. Fakat Marega zaten sahada ırkçı tezahüratlara cevap vermiş, onlara karşı mental açıdan güçlü durabildiğini kanıtlamış. Yani maç oynanırken, tezahüratlara dayanamayacak noktaya gelmemiş. O sınavı başarıyla vermiş. Fakat hakemin işgüzarlığı bardağı taşıran son damla olmuş. Takım arkadaşları da, büyük ihtimalle o sarı kartı fazla önemsemeden işine dönmesini istemiş.
Onlara da çok fazla kızmak doğru olmaz. Zira gerçekten ilginç bir olay var. Daha önce birçok stadyumda ırkçı tezahüratlar yükseldi. O maçların bazıları tatil edildi, bazıları protesto eylemlerine sahne oldu, bazılarında ise tezahüratlar duymazlıktan gelindi ve maça devam edildi. Fakat ilk defa (en azından ben ilk defa görüyorum) ırkçılığa uğrayan ve tepki gösteren oyuncu sarı kartla cezalandırıldı.
Marega oyundan çıkarak, hatta daha doğru ifadeyle sahayı terk ederek büyük bir gündem yaratmayı başardı. Sadece Portekiz'de değil, Türkiye'den İngiltere'ye bütün Avrupa Marega'yı konuştu. Hafta boyunca ırkçılık lanetlendi. Avrupa'yı geçelim; belki Portekiz Futbol Federasyonu bile hem tezahüratlara, hem de hakemin sarı kartına kulağını kapatacaktı. Fakat Marega'nın isyanı sonrasında muhakkak bir ceza ve yaptırım hazırlamışlardır.
Futbolda ırkçılığı önleme konusunda çalışmalar var. UEFA'nın prosedürleri aslında çok da eksik veya hatalı değil. Fakat Marega olayında futbol dünyasının bir noktayı gözden kaçırdığını anlamış olduk. Bu yaptırımlar; tribünlerin veya belki de bazı futbolcuların ırkçı olması, ırkçılık yapması ihtimali üzerine hazırlanmış.
Peki ya hakem? Yani o kuralları uygulaması gereken kişi gizli bir ırkçıysa ne olacak?
Belki Godinho, ırkçı bir insan değildir. İsmini bu haftaya kadar duymadığımız biri hakkında kesin yorumlar yapmayalım. Fakat tezahüratların önlenmesini engellemeyen, maçı sonlandırmayı düşünmeyen ve üstelik ırkçılığa uğrayan oyuncuya sarı kart gösteren bir hakeme ne diyeceğiz?
Marega maç sonunda bunun cevabını şöyle vermiş; utanç kaynağı!
hakem işgüzarın tekiymiş. her sektörde yok mu bunlar?
YanıtlaSil