Cumartesi, Şubat 29

Wheeler


Böyle filmleri yakalamayı çok seviyorum. Tam bir scout'un oyuncu keşfetmesi gibi bir haz duyuyorum.

Bu film hakkında internette çok fazla bilgi bulamazsınız. Özellikle Türkçe sitelerde sıfıra yakın. Ben hiç bulamadım zaten ama illa kıyıda köşede vardır diye iddialı konuşmuyorum. Öte yandan ABD'de de çok fazla izlenmiş bir film değil. IMDB puanı 5.8. Bu puana bakarak filmi izlemeye karar vermek kolay değil. Diğer yandan bu filmi sadece 375 kişi oylamış. Bu istatistik de ne kadar kıyıda köşede kaldığını gösteriyor.

Beklenti bu kadar düşük kalınca, alınan zevk de yüksek oluyor. Kesinlikle 'harika' bir film değil. Orası bir gerçek. Fakat hikayenin işlenişi ve sonuyla insanı etkiliyor.

Wheeler, Teksas'ın taşrasında yaşayan, zar zor geçinen ama amatör olarak müzikle (country) ilgilenen biridir. Fazla konuşmayan biri olmasına çevresinde sevilir. Çevresindekiler ayrıca onun müziğini de sever. Fakat 300 milyon insanın yaşadığı ABD'de müzik piyasasına girmesine pek kolay değildir. Fakat bir anda şansı yaver gider. Birkaç günlüğüne Country müziğinin merkezi olarak kabul edilen Nashville'e gider. Orada bir yerlerde sahneye çıkar, birileri onu duyar, birileri onu birileriyle tanışır. 

Böyle bakınca klasik bir 'Amerikan rüyası' öyküsü izliyormuşuz gibi gelir. Fakat aslında tam öyle değildir. Detayları filmi izleyince görülür. Diğer yandan filmin genel özellikleri de bazı farklar barındırır. Kurgusal bir ilerleyiş söz konusuyken, bir yandan da belgesel ögeleri mevcut. Zaten filmde profesyonel oyuncu sayısı sadece bir. Wheeler karakterini canlandıran Stephen Dorff hem başrolde hem de senaryoda. Ayrıca kendisi fena halde Robert Pires'e benziyor. Geri kalanlar ise Wheeler'ın hayatına girmiş gerçek kişiler. Bu noktada filmin yaşanmış bir hikayeyi anlattığını da belirtmiş oluyoruz. Etkilenmemizin bir diğer nedeni de bu. Görüntü yönetmenliği ve kamera kullanımı da geçer not alıyor benden.

Tabi filmin eksileri de var. Mesela 100 dakika biraz fazla uzun. Genel sinema standartında çok uzun değil ama hikaye daha az süreye sığabilirdi. Gerçi film boyunca Wheeler'ın şarkılarını da dinliyoruz. Bu da hatırı sayılır bir süre tutuyor tabi. Şarkıları dinlerken filmin akışından kopmak mümkün. Fakat diğer yandan şarkılar da güzel. Özellikle o tarzı (Country) sevenler için keyifli olacaktır. Zaten genel olarak film memnun edecektir. Gerçi biraz üzecektir de...

Hikayesi benzer olmasa da son dönemde izlediğim The Rider ile benzerlikleri var. The Rider daha kaliteliydi ama iki film de farklı duruş ve anlatımlarıyla beni etkiledi. İyi ki yakalamışız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder