VAR uygulaması hakkında zamanında çok yazdık. Aradan geçen yıllardan sonra yeni yeni cümleler yazmak istemezdim. Fikrimiz zaten değişmedi. Fikrimizin değişmesine yol açan herhangi bir gelişme de olmadı. Özellikle de Türkiye'de. Hatta içine düştüğümüz ortamı görünce zamanında az bile itiraz ettiğimizi düşünüyorum.
Fakat son dönemde yaşananlardan sonra bir kez daha içimizi dökelim. Bu işin suyu çıktı zira.
Böyle tartışmalara girince genelde "VAR Türkiye'de kötü, yoksa Avrupa'da bu kadar tartışma olmuyor" şeklinde karşı çıkışlarla karşılaşıyoruz. Haklılık payları var. Fakat bir-iki önemli noktayı kaçıyorlar.
Öncelikle Avrupa nereden ibaret? İngiltere, İspanya, Almanya gibi ülkelerse zaten oralarda VAR öncesinde de hakem tartışması çok merkeze konulan bir konu değildi. Fakat bu ülkeler de, kendi olağan akışından daha fazla VAR ve hakem konuşmaya başladı.
Şöyle diyelim. İngiltere'de eskiden iki birim hakem konuşuluyorsa artık dört birim konuşuluyor. Türkiye'de ise 10, 20 oldu. Yani bu VAR, gittiği her ülkede hakem tartışmalarını iki katına çıkardı. Türkiye, zaten baş ağrıtan bir ülkeyken artık içinden çıkılmaz bir çukurun içinde kaldı.
Öte yandan Avrupa sadece bu ülkelerden ibaret de değil. Rusya, Romanya, Portekiz gibi ülkelerde de çok ciddi hatalar ve standarttan uzak kararlar nedeniyle doğan çelişkiler mevcut. O ligler pek fazla izlenmediği için, çıkan kararlara da doğan tartışmalara da biraz uzağız.
Halen çok ufak da olsa bir umudumuz var, bu saçmalıktan bir gün vazgeçilir belki. Fakat gerçekçi olursak da bu belayla yaşamaya devam edeceğiz. O zaman hayatımıza yeni giren bu "sanal gerçeğin", oyunun gerçeğine çok fazla müdahale etmemesini talep edebiliriz.
Maradona'nın İngiltere'ye elle attığı golü ve onun benzerlerini ortadan kaldırmak için; yani dünya futbol tarihinde sayıca az olan 'net hatalı' pozisyonları düzeltmek için, izlediğimiz her maçı mahvetmeye gerek yok. 3 liradan satacağın mal için 7 liralık ürün kullanıp saatlerini harcamak kadar saçma bir durum... Ve en kötüsü artık oyunun keyfi kalmıyor.
O kadar kanıksadık ki bu saçmalığı, mesela bir pozisyonda "penaltı -penaltı değil" tartışması yapmak yerine, ''VAR'dan ne çıkacak, VAR çağırır mı"gibi bir sarmalın içine giriyoruz. Oyunun içinde olan bir tartışmadan ziyade, oyunun aktörü olmayan kişilerin neye karar vereceğini tartışıyoruz. Neyin ne olduğunu tartışmak yerine, neye ne denileceğini konuşuyoruz.
Tabi ki bu oyun herkes için farklı anlamlar ifade ediyor. Kitlesel bir olguya dönüşünce ve oyunu yönetenler daha fazla müşteriye ulaşmak isteyince herkesi tatmin edecek bir 'eğlence' yaratmak istediler. Bir oyun değil. Ve ortaya saçma sapan bir şey çıktı. Artık bir 'oyun'dan bahsedemiyoruz.
Zaten oyun akmıyor. Akmayan oyunu kim, niye izlesin?
Bir de; sahadaki hakeme güvenmeyen bir toplum; sahada bile olmayan bir hakemin uzaktan verdiği karara nasıl güvenebilir? Bu sistemin çok işe yarayacağını ve hakem tartışmalarını azaltacağını düşünenler fena halde yanıldıklarına ikna olmadı mı artık?
var geldi adalet geldi. senelerce tüm serileri rezil penaltılar, ofsayt goller, bileğe basılan devam edilen pozisyonlar (2007 ayhan akman misal) yaratılan terör ortamı ile kalkan kalkmayan bayraklarla uzatan fb'nin tüm saltanatı bitti. tesadüf olamaz.
YanıtlaSiltürkiye'de tamamen art niyetli kullanılıyor çünkü mevcut iktidar terim ile kan davası yaşıyor, yeri geliyor başakşehir i iteliyor, yeri geliyor ts şampiyon olsun istiyor vs sürekli çeşitli hesaplar içinde. ingiltere'de tek tartışma ofsayt toleransı mesela 12-15 cm. onu da hallederler yakında.
İngiltere'de ofsayttan fazlası var tartışmalarda, onu eklemek lazım.
YanıtlaSilZaten bu konuda en muhafazakar olan ülkeydi, çok memnun değiller. Tabi diğer ülkelere göre daha iyi kullanıldığı doğru. Bu da zaten az kullanmalarından kaynaklanıyor.
Öte yandan art niyetli kullanılmaya müsait bir şeyin çözüm olmasını beklemeye de gerek yok.
bal gibi var. o olmasa derbi 1-1 bitmişti. ozan tufan'ın golü sayılacaktı. tabii ahlaksızlıkta çığır açan bir kulüp olan fb kale arkasından ofsayt çizgisi falan çekti.
YanıtlaSilhadi türkiye'deki bok çukurundan çıkalım. city tottenham yarı finalinde var sayesinde tottenham finale çıktı. yoksa city geçmişti. yazık değil mi?
marcelo açıkça eliyle kesti cüneyt çakır devam dedi. real i severim bayern i hiç sevmem. yazık değil mi?
böyle dolu örnek var.
Birkaç örnek; fayda-maliyet denkleminde eli güçlendirmeye yetmiyor ne yazık ki..
YanıtlaSil