Paul Thomas Anderson'a The Master ile başladık, hata ettik. Bu, çevremdeki en sıkı Anderson takipçisi insan olan İnan Özdemir de kabul etti. Başkası olsa, bize bok atardı ama İnan kardeşim, eskilerden başlamanın daha iyi olacağını da söyledi. Birkaç film ismi de verdi. Sydney (Orijinal adı bu, vizyona Hard Eight ismiyle giriyor) o önerilerden biri değildi ama ben yine burnumun dikine gittim. Üstelik en eskisiydi. Baştan başlanacaksa, en baştan başlanmalıydı.
Ve fakat yine olmadı. Anderson'un 26 yaşındayken çektiği ilk uzun metrajlı film olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bir çıkış işi için hiç fena sayılmaz. Kamera teknikleri; adamın alamet-i farikasının habercisi gibiydi. Sadık oyuncuların bazıları da yanında.
Sinema sektöründeki sevmediğimiz bir alışkanlık burada da karşımızda; filmin yaklaşık 1 saatlik bölümü gişe düşünülerek kesilmiş. Bu da önümüzde iki ihtimal var demek: Birincisi film gerçekten çok daha güzel olabilirdi ve biz o eksiklik yüzünden tat alamadık. İkincisi, film uzun ve sıkıcı olacaktı. Ben, izlediğim şeyden çok büyük verim alamasam da hâlâ birincisine güveniyorum ve izlediğim iki Anderson filminden sıkılsam da Boogie Nights, Magnolia ve There Will Be Blood için sabırsızlanıyorum.
Ve fakat yine olmadı. Anderson'un 26 yaşındayken çektiği ilk uzun metrajlı film olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bir çıkış işi için hiç fena sayılmaz. Kamera teknikleri; adamın alamet-i farikasının habercisi gibiydi. Sadık oyuncuların bazıları da yanında.
Sinema sektöründeki sevmediğimiz bir alışkanlık burada da karşımızda; filmin yaklaşık 1 saatlik bölümü gişe düşünülerek kesilmiş. Bu da önümüzde iki ihtimal var demek: Birincisi film gerçekten çok daha güzel olabilirdi ve biz o eksiklik yüzünden tat alamadık. İkincisi, film uzun ve sıkıcı olacaktı. Ben, izlediğim şeyden çok büyük verim alamasam da hâlâ birincisine güveniyorum ve izlediğim iki Anderson filminden sıkılsam da Boogie Nights, Magnolia ve There Will Be Blood için sabırsızlanıyorum.
Bu arada filmde yer alan birçok kişinin, yönetmen dahil üç isimli olması da ilginç bir tesadüf. Sanırım benim için en akılda kalıcı durum buydu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder