"Yeter ulan kaç tane kırılma maçı oldu" diyenler arttı, bu son olacak o yüzden. Oysa zaten sezon içinde 40 tane maç yapmışız, 10 tanesini yazınca sezonun yüzde 25'i oluyor. Süper Final'de oynanan maçları "kırılma" olarak değerlendirmek de zor. O dönem, baya işin sonuydu, kırılacak bir şey kalmamıştı, Zaten seriyi yazarken ismi yanlış koyduk, "kırılma"dan öte unutulmaması gereken maçlar bunlar. Saygıyı hak eden 90 dakikalar.
Sivas deplasmanının da kendi içinde çok anlamlı bir hikayesi var. Rakip, sezonun en etkili takımlarından biri. Kendi evinde uzun süredir yenilmiyor, ilk 4 içine girip çıkıyor, belli bir standartı var, etkili hücum silahları var.Ve en önemlisi de Sivas'ta kara kış devam ediyor, zemin karlı ve bozuk.
Maç pazartesi günüydü ve maça gitmek gibi ufak bir plan yapmıştık. Çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleşmedi. İyi de oldu aslında. Takımın zar zor gittiği bir deplasmandı, biz herhalde maç bittikten sonra anca ulaşırdık Sivas'a. Yolculuk neredeyse televizyondan, internetten dakika dakika takip edildi. O yorgunlukla takımın nasıl oynayacağı tamamen soru işaretiydi. Böyle durumları kotarabilecek yegane ismin takımın başında olması büyük şanstı belki de.
Fenerbahçe taraftı da bu maçı heyecanla bekliyordu. Kadıköy'den önceki son deplasmandı. Puan hesapları takım daha Sivas'a ulaşmadan yapılmaya başlandı. "Karlı zeminde 2 puan bıraksalar, Kadıköy zaten banko bizim"
Kötü oynadık. En azından iyi oynamadık. Ama iyi mücadele ettik. Necati muhteşem bir gol attı, Ujfalusi rahatlatı, son 10 dakikada da farka gidildi. "Son zor deplasman" 3 puanla geçildi. Aksi sonuçta; sezonun devamında daha büyük sıkıntılar yaşanabilirdi.
fener deplasmanı zor deplasman degil yani? ince mi gördün? :)
YanıtlaSil17.