Bu golü hatırlıyor musunuz? Ben hiç unutmuyorum. Şimdi nereden aklıma geldi onu da bilmiyorum. Milli takıma dair hayatımdaki en güzel 10 dakikalardan biriydi. Aslında aklı yetenler o günü daha kötü hatırlar. Gerçekçi bir gözle bakıldığı zaman eleştirilecek, isyan edilecek bir gündü. Fakat 6-7 yaşındaki bir çocuk için kusursuz bir heyecandı.
Sene 1992'ydi. O zamanlar Türkiye'nin futbol takımı zar zor kazanan, hatta sıklıkla kaybeden, Avrupa'nın en zayıflarından biriydi. Ondan daha zayıfı San Marino gibi takımlardı. 1994 elemelerinde de rakiplerimizden biri San Marino'ydu.
Grubun ikinci maçında onlarla karşılaşacaktık. 29 Ekim'den bir gün önceydi. Cumhuriyetçi düşüncenin zirve yaptığı yıllar olduğu için coşku tavandaydı. Öncesinde bir milli maç, sonrasında milli bayram... Üstelik milli mücadelenin sembolü bir başkentte, banko kazanılacak bir maç...
Fakat beklendiği gibi olmadı. San Marino, tarihinin ilk deplasman golünü o maçta attı. Karşılaşmanın 85. dakikasında skor 1-1'di. Ondan sonra Orhan Çıkrıkçı'nın golüyle 2-1 öne geçtik. Golden sonra tribünler rahatladı ve meşalaler yandı. O meşaleler sönmeden Hakan Şükür bir gol daha attı.
İşte bu gol, o gol! Bir stadyumun en güzel anında gelen çok güzel bir gol. Belki de öyle değildi ama ben 7 yaşındaydım. Maç gündüz başlamıştı. Hava aydınlıktı. Gol atılırken karanlık çökmüştü. Sonra bir gol daha attık; Hami Mandıralı ile. 4-1 kazandık.
Çok güzel bir gündü... Çok güzel bir takımdı....
1 yorum:
her şey gibi forma da güzel. saçma sapan kırmızı fetişi yok. beyaz olacak o forma..
Yorum Gönder