Pazar, Ocak 12

Eğrisi Doğrusuna



Son 10 günde gündeme damga vuran Beşiktaş-Ronaldinho flörtü için yazaılacak çok şey vardı. Ama artık şu dakikadan sonra hemen hemen hepsi geçerliliğini yitirdi. Ama yine de biz aklımızda kalanları yazalım.

Beşiktaşlı olsaydım şu transfer haberlerine, transfer girişimine, ilk günden itibaren çok sinirlenirdim. Beşiktaşlı olsaydım, son iki senede normal bir taraftardan daha fazla yaptığım fedakarlığın, reklam uğruna bir anda boşa gidebilme ihtimalini görüp sinir krizlerine girerdim. Her ne kadar dün Fikret Orman "Ronaldinho gelseydi maaşının yarısından çoğunu sponsor firma ödeyecekti" dese de, Türk futbolunda ağızdan çıkan lafların uygulanma oranının yüzde 10'u geçmeyeceğini bilecek yaştayım. Ve üstelik Beşiktaşlı olsaydım bunu da en iyi bilen, bunu en çok yaşamış kitlenin içinde yer alırdım.

Transfer yattıysa bu dakikadan sonra Ronaldinho'yu tartışmaya, transferin doğuracağı sonuçları tahmin etmeye, analizlere girişmeye gerek yok. Olmamış, bitmiş. Bu sayfayı kapatalım. Bizi ana fikirden koparmayacak şeyleri yazalım.

Her ne kadar dün Fikret Orman "Yeni bir isim düşünmüyoruz" dese de biz bu  transfer zihniyetini tartışalım. Transfere duyulan açlık, Türk futbol kültüründen ne zaman kaybolacak? Bu tribündeki cefaları, fedaları hangi azınlıklar çekiyor da, kalabalık gruplar bir anda her şeyi unutup ağızları sulanarak transfer isteğinde bulunuyor.

Feda tişörtü giyen, bir sezon boyunca stad stad gezen taraftar, bunları niye yaptığını hiç mi düşünmüyor? Veya çıktığı her TV programında "Ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız" diyen, sadece geçmişteki başarısız yönetimleri değil, onlara oy veren, ibra eden kongre üyelerine de lafını esirgemeyen bir başkan nasıl olur da bir anda bir futbolcuya 5 milyon euro/dolar vermeyi düşünür. Olcay'ın, Oğuzhan'ın, Veli'nin emeği, teri bu kadar çabuk mu gözardı edilir? Bu olayda sınıfta kalan, dolduruşa gelen ve getiren Beşiktaş muhabirlerini hiç buraya sokmuyorum bile, onlar hiçbir şey olmamış gibi devam ederler ama taraftar duyguları aynı yerde kalmayacaktır.

Beşiktaş Kulübü zor günler geçiriyor. Kendi aramızda, taraftar psikolojiyle bunun makarasını yaparız ama bir yandan da saygı duymak gerekir. Fakat, devre arasının son birkaç gününde gereken saygıyı kendilerine bile göstermediler.  Maç dönüşü yedikleri menemen, Ronaldinho hayallerinden daha büyük saygıyı hak ediiyordu.

Beşiktaş Kulübü'nde çalışan bir personel geçen gün "Ronaldinho gelirse biz yine maaş alamayız" diyordu. Fikret Orman'ın birinci görevi, geçmişten yadigar kalan bu korkuyu silip atmak olmalıyken eskisinin aynısını yapmaya kalktı. Hiç gerek yoktu. Fikret Orman, yeni bir Beşiktaş yaratacağını söylediği için, taraftarlar Serdar Kurtuluş'un oynadığı takımı Feda tişörtü giyerek Olimpiyat Stadı'nda destekliyor. Yoksa çoktan uğultular yükselmişti. Başka bir hava var kulüpte. Başka bir şey yaratılıyor. Bir enkaz kaldırılıyor. Fikret Orman, enkazı kaldırma sözü vererek geldi kulübün başına. Ronaldinho veya bir başkası, transfer çılgınlıkları, transfer şampiyonlukları, bu takımın, bu atmosferin ihtiyacı olan şeyler değil.

Sonuç olarak; eğrisi doğrusuna denk geldi. Bana göre hala Fikret Orman son 15 yılda 3 büyüklerde gördüğüm en iyi iki başkandan biri. Diğeri Özhan Canaydın olduğu için büyük ihtimalle yazıyı dikkate almayacaksınız ama olsun. Belki de biz bu futbol ortamına uygun düşünmüyoruz. Bizim taraftarlığımız, "romantik" olarak algılanıyor ama biz oturduğumu yerden kurulan pembe hayaller yerine, zor günlerde terle emekle kazanılan saf ve gerçek başarıları seviyoruz. O nedenle mesela 2006 şampiyonluğu hala daha çok değerli benim için. O nedenle hala Fikret Orman zihniyetinin bir fayda sağlayacağına inanıyorum.Ama artık kendilerine yeni bir sorumluluk yüklediler.

Beşiktaş Kulübü bir hatadan döndü. Ama Ronaldinho transferi yattı diye hiç bir şey olmamış gibi devam edemezler. Sonuçta dünya futbol tarihinin en büyük isimlerinden birinden bahsediyoruz. Taraftarın kurduğu hayali ve yaşadığı coşkuyu görmek için çok zeki olmaya gerek yok. Ve hemen sonrasında yaşanan hayal kırıklığını da... Bu hayal kırıklığını unutturmak, bu işi temizlemek; bu transfer sürecinin ekmeğini yiyenlerin görevi artık. Çünkü ülke futbolunda memnuniyetsiz taraftar kadar zarar vermeye müsait başka bir güruh bulamazsınız. Bundan iki hafta sonra Olcay'ın sol ayağı veya Veli'nin mücadelesi Ronaldinho hayallerinin gölgesinde kalırsa 1.5 sezonda yaratılan bütün emekler boşa gitmiş olur. Beşiktaş yönetimi bu çelişkiyi çözmek zorunda...


Hiç yorum yok: