Müthiş bir film. 2004 yapımı ama biz izleyene kadar 15 sene geçti. Biraz Hotaru no Haka‘yı andırıyor. Her ne kadar orada yetim ve öksüzlüğün sebebi her yerde yaşanabilen savaşlardan biri olsa da, burada akla hayale gelmeyecek işgüzar ve vicdansız bir anne öne çıksa da, önemli değil. Zira izlediğimiz gerçek bir hikayeymiş.
Uzakdoğu sinemasının Batı seyircisine gelen tüm ters özellikler burada. Müzik yok, replik çok az, süre uzun. İzlemesi kolay film özellikleri değil. Fakat sinema izleme alışkanlığı yüksek olunca, bu tarz yapıtlar hap bir film gibi geliyor. Zaten çekildiği sene Cannes’dan ödüller alması da boşuna değil. Başroldeki Yuya Yagira zaten müthiş. Hak edilmiş bir ödülü daha 14 yaşında eve götürmüş. Zaten filmin tüm ‘küçük’ oyuncuları harika iş çıkarmış. Yönetmen Hirokazu Koreeda de…
Hem yöneten hem yazan Koreeda'nın en çok hoşuma giden becerisi, ortada kötü ve ağır bir olay varken ekrana hiç kötü bir karakter yansıtmamasıydı. Çok kolaya kaçıp, işi bireysele döküp tüm kötülükleri belli başlı karakterlere yıkabilirdi. Fakat Ufak tefek kötülükler dışında, suçlayacağımız bir karakter yok. “Ulan bu yapılır mı be?” diyeceğimiz olaylar var ama tek başına ‘kötü karakter’ yok. Belki anne var ama o da filmde yok zaten! Yani en sonunda öyle bir hissiyat çıkıyor ki, tüm kötülükleri seyirci olarak paylaşıyoruz. Bireysel bir olay gibi gözükse de ortada toplumsal bir mesele var ve yönetmenin bu mesajı verebilmesi puanlarını arttırıyor.
Diğer yandan ülkemizde çok sevilen Japon toplumunun aslında ne kadar dejenere olduğunu bir kez daha görüyoruz. Gerçi Japonlar biraz daha eleştirel olduğu için bu tarz filmler ortaya çıkıyor olabilir. Fakat aynı zamanda o toplumda da bazı kaynamalar olduğunu görmezden gelemeyiz. Tekrar edelim; gerçek bir hikayeden uyarlanma. Üstelik birçok toplumda bile eşine rastlamanın mümkün olmadığı bir olay...
Asıl konu; film harika! Tavsiye edilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder