Cumartesi, Aralık 19

The Beguiled


Clint Eastwood'un izlediğim en değişik filmlerinden. En azından şöyle bir farkı var; 1970'lerde çekilmesine rağmen Western değil. Fakat yine geçmişe gidiyoruz. Bu sefer Batı'da değil, Güney'deyiz.

Eastwood, Güney - Kuzey savaşında Kuzey tarafında yer alan bir askeri canlandırıyor. Bu askerimiz, Güney'de düşmanları tarafından yakalanıyor ve bir lince maruz kalıp bırakılıyor. Ölmek üzereyken tamamen kadınlardan oluşan bir okulun öğrencileri tarafından bulunuyor. Ve okula getiriliyor.

Okul dediğime bakmayın; toplam nüfusu 10 kişi. 13 yaşında bir öğrenci de var, yaşlı bir müdire de, kölelikten kurtulmuş siyahi bir hademe-bakıcı da...

Tabi savaş nedeniyle uzun zamandır bir erkekle yakın temasa geçmemiş bu 10 kişi, Eastwood'u görünce bir kıpırdanıyor. Eastwood da kadınların hepsine (evet hepsine, 13 yaşındaki kardeşimiz de dahil) nabza göre şerbet veriyor. Bu şerbetler birbirine karışınca kadınlar arasında kıskançlık ve sonrasında da Eastwood'a karşı bir nefret başlıyor.

Devamını anlatmayalım. Eastwood'un alışık olduğumuz macera filmlerini bekleyenler aradığını bulmayabilir. Yüksek bir gerilim mevcut her sahnede. Film ilerledikçe bu durum daha da artıyor. Fakat bu gerilim esnasında yönetmen Don Siegel aksiyona başvurmuyor. Bu açıdan biraz Hitchcock filmlerine veya bazı King romanlarına benziyor. Benim de hoşuma gidiyor. Fakat herkes için aynı değil. Film çekildiğinde aksiyon filmi olarak sunulmuş, bu da Eastwood için salonlara gidenlerde hayal kırıklığı yaratmış. Devamında film New York'un alternatif salonlarına gidince, olası bir gişe çakılmasının önüne geçilmiş. Oysa gayet iyi bir film. IMDB puanı da 7'nin üzerinde...

Ayrıca 10 kadın ve 1 erkekli film için erotik tanımını da yapabiliriz. Fakat herhangi bir çıplaklık da mevcut değil. Benim nazarımda filmi güçlü kılan özellikler bunlar. Siegel için de kariyerinin en iyi filmiymiş. 

Tabi bu filmi beğenen birçok insan olduğu için 2017'e bir daha çekilmiş. Bu sefer yönetmen koltuğunda Sofia Copolla, yanında da çok güçlü bir kadro vardı. Ben henüz filmi izlemedim. Hatta orijinali izlediğim için, gerek kalmadığını düşünüyorum. Üstelik iki filmi de izleyenlerin yorumuna göre, ikincisi oldukça vasat kalmış. Bazı filmleri zamanında bırakmak lazım herhalde.

Hiç yorum yok: