Salı, Mayıs 3

İstanbul'un Gol Problemi

Türkiye'nin en kalabalık ve imkanları en bol şehri İstanbul. Özellikle göç dalgasının başladığı yıllarla beraber ülkenin neredeyse yarısı Marmara'ya akın etti. Şu anda; ülke nüfusunun dörtte biri İstanbul'da yaşıyor. Yani ülke bir terazi gibi olsa, kuzeybatı kesimi ağırlıktan dolayı çökerdi. Belki yakında o da olur.

Biz konumuz futbola geçelim. Göçün başladığı yıllarda Süper Lig'de başladı. Süper Lig'i kazanan takımlar da birkaç istisna sezon dışında hep İstanbullular oldu. Hal böyleyken İstanbul'un bir futbolcu fabrikası olması gerekmez miydi? Ya da öyle oldu mu?

Bunu çok detaylı araştırmak lazım. Zira bir sürü faktör var. Bir çırpıda buna karar vermek, bir tahlilde bulunmak sağlıklı değil. Fakat ufak bir blog için kısa bir çalışma yapabiliriz.

En azından İstanbul'un golcü yetiştirmekte zorlandığını görüyoruz. Süper Lig tarihinin en golcü 20 oyuncusuna baktığımız zaman sadece bir tanesinin İstanbul doğumlu ve İstanbul altyapısından yetiştiğini görüyoruz. O da 191 gol atan Feyyaz Uçar.

İlginç değil mi? Ülkenin dörtte biri burada ama ülkenin en golcü 20 oyuncusu arasına sadece bir kişi sokabilmiş. Listede Balkan ülkelerinden gelen iki oyuncu, Almanya'dan yetişen iki gurbetçi ve uzak diyarlardan gelip geri dönen Alex de Souza var. Ülke dışından beş oyuncu, İstanbul'dan bir tane...

İstanbul'un havzasında yer alan mütevazı kent Sakarya bile iki oyuncu sokabildi. Zaten biri listenin zirvesinde (Hakan Şükür) yer alıyor. Trabzon gibi köklü bir futbol şehrinden iki futbolcu (Hami Mandıralı ve Fatih Tekke) çıkması çok şaşırtıcı değil ama Karadeniz'in liman kenti Samsun dahi iki oyuncu sokabilmiş. Hatta Ankara doğumlu Serkan Aykut'u Türk futboluna sunmasıyla bu sayıyı üçe çıkarmak da mümkün. Aslında Samsun'a ayrı parantez açmak da lazım. Samsunlular Tanju Çolak ve Mehmet Özdilek bir yana; Serkan Aykut, Ertuğrul Sağlam ve Cenk İşler'i piyasa sunduğunu düşünürsek, rakam beşe çıkıyor.

Metin Oktay, Mustafa Denizli ve Necati Ateş'i yetiştiren İzmir, İstanbul'dan daha önde. Nüfus olarak farkları ise çok büyük.

Normal mi peki bu?

Süper Lig son 11 sezonda sadece tek bir yerli gol kralı (Burak Yılmaz) çıkarabildi. Onun hemen  öncesinde İzmirli, Rizeli, Trabzonlu, Bursalı gol kralları çıkıyor ama İstanbullu bir gol kralı için 2001-02 sezonuna kadar dönmemiz gerekiyor. O sezonda da Arif Erdem, İlhan Mansız ile krallığı paylaşıyor ve onu elde etmek için de son lig maçında takım arkadaşları gol atabilsin diye çırpınıyordu.

Tek başına krallığı elde eden son İstanbullu ise yine Feyyaz Uçar. Bundan 32 sene önce...

Bu sezonda da İstanbullu gol kralının çıkmayacağı kesin gibi. Hatta zaten gol krallığı listesinde Türkiye doğumlu bir oyuncu bulmak için fazlaca ilerlemek gerekiyor. Yabancı ve gurbetçi oyuncular dışında en çok gol atan yerli oyuncu Kerem Aktürkoğlu sekiz kez fileleri havalandırdı. O da İzmit doğumlu. İstanbul doğumlu en golcü oyuncu ise 7 gollü Yunus Akgün...

Aslında maç sayılarına baktığımızda da benzer bir problem çıkıyor. Gerçi gole göre biraz daha pozitif tablo var. Süper Lig tarihinde en çok maça çıkan 20 oyuncudan iki tanesi İstanbullu, dört tanesi futbol altyapısına İstanbul'da başlıyor. İlginçtir bu isimler tamamı savunmacı kimlikleriyle hatırlanıyor. Fenerbahçe'nin unutulmaz kaptanı Müjdat Yetkiner ve Beşiktaş'ın stoperi Gökhan Keskin doğma büyüme İstanbullu. Galatasaray'ın efsane kaptanları ise sonradan İstanbullu... Cüneyt Tanman babasının mesleği nedeniyle Isparta'da doğmuş, çocukluğu boyunca da Anadolu'yu gezmiş ama futbola İstanbul'da başlamış. Bülent Korkmaz'ın Malatya'da başlayan yolculuğu ise Florya'da şekilleniyor.

20'de dört fena rakam değil ama Sakarya, Trabzon gibi iki ufak şehir bile iki oyuncu sokabildi listeye. Aslında golden ziyade maç sayısı biraz daha net gösterge verebilir. Zira istikrarı ortaya koyuyor. Fakat gol atmak da yetenek işi...

Sonuç olarak İstanbul, potansiyelinin çok altında kalan bir futbol şehri. Bunu detaylandırmak gerek ama özet bir bakış bile bize ışık tutuyor.

Gerçekten sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın en önemli şehirlerinden biri olan, ülkenin en büyük üç kulübünü bünyesinde barındıran nadir şehirlerden birinin bu kadar üretim özürlü olması iş mi? Bence büyük başarı. Zoru başarmış.


Hiç yorum yok: