Cuma, Ocak 8

Türkiye 2-8 İzlanda


Dün Buz Hokeyi Şampiyonası için yine Silivrikapı'daydık. Aynı anda Efes Pilsen maçı vardı ve yolda trafik sorunu yaşandı. Tabi o trafiğin hiç biri buz hokeyi için değildi. Surlarının yanından 10 dakika yürümek güzel oldu. Hava da güzeldi.

Buz hokeyi de güzeldi. Rakip İzlanda. Buzun içinde doğan, yaşayan ülke. Bizi yeneceklerini tahmin etmek çok zor değildi. Üstelik ilk 2 maçını kaybetmiş bir ülke vardı karşılarında. 20 yaş altındaki çocukların ciddiyeti de gözden kaçmadı. İzlanda baya önem veriyor bu spora belli. Takım elbiseyle gelen tek ülke(miş).

Maçın başında İzlandalılar üstünlüğü yakaladı. 3-0 oldu. İkinci devrede bizim çocuklar 2 gol attı. Bir anda 3-2 oldu. Bu arada 2 tanede direkten dönen atağımız var. 10 numaralı formayı giyen Serkan, biraz fazla kendisi oynasa da takımın teknik anlamda en iyisi. Direkten dönen ataklar onun eseriydi.

Fakat skorun 3-2'ye gelmesinden sonra İzlanda yine arayı açtı. İzlanda'yı baya sinirlendirdi bizim çocuklar. Sert oynayarak maçı oraya getirmiştik. Dev gibi İzlandalılar fark kapanınca daha sert oynamaya başlayınca skor 8-2 oldu.

Özellikle son devre çok sertti. Benim de hoşuma gitti. Maçın kazananı belli gibiydi o dakikalarda. Ama kıran kırana bir mücadele vardı. Tamamen amatör spor işte. Mahalle maçı işte. Yenildik ama maç bitmedi. Sahada kaldığımız sürece yapaılacak birçok şey var. Skoru değiştirmek önemli değil.

Oyuncularımızı ele alırsak, 8 numaralı Batın forma numarasıyla tam bir Gattuso. Cüneyt ve Yusuf en sert oynayan iki oyunucumuz. Boyları ise 1.70 ve 1.65. Bu 3 maçı kaybetmemizin en önemli nedeni.

Bana göre güzel bir dayak yedik. Çocuklar dayak yedikten sonra sineye de çekilmediler. Bu turnuvanın çok şey katmış olacağını tahmin ediyorum. Ben de farklı takımlara karşı halı saha maçı yapmayı özledim.

Çatır çatır oynardık biz de eskiden, hey gidi gençlik.

Bu arada İzlandalı her çocuğa Noi diye seslenesim vardı. Buzdan Hayaller faktörü işte. İzlanda aklımıza ilk onu çağrıştırıyor.

Hiç yorum yok: