Adnan Dinçer’in hayatının belgesel olduğunu duyduğumda çok büyük beklentim yoktu. Biraz üstün körü bir çalışma olacağını, kronolojik bir belge olarak bizde kalacağını tahmin ettim. Fakat tam tersi oldu. İçinde ana fikri bulunan, söyleyecek cümlesi olan, bir derdi bulunan belgeseli karşımda buldum. Bilgi Üniversitesi’nden Emre Karakuş, Can Gezgör ve Cem Gezgör harika iş çıkarmışlar.
Adnan Dinçer’in ve çevresindekilerinin de katkısı inanılmaz. Türkiye’deki futbol ortamını, tek bir kişinin kariyeri üzerinden ifade edebilmek çok önemli bir başarı. Salondan çıkınca, içinizde sıkışan ve ötelediğiniz tüm idealist his ve düşünceleri tekrar harlıyorsunuz. Bedel ödemenin korkusundan arınıyorsunuz. Önemli olan günün ve ömrün sonunda dik durmanın yarattığı gurur… Tabi Adnan Dinçer de öyle mi hissetmiştir tüm hayatı boyunca onu bilemeyiz.
Belgeselin tamamı güzeldi. Eksik noktaları vardı. Bazı noktalar çok kısa geçildi. Fakat öğrenci kardeşlerimizin emeğinin çıkardığı noktayı eleştirmeye hiç gerek yok. Zaten çok sayıda örneği olmayan bir işe kalkmışlar, çok da iyi yapmışlar.
En çok da belgeselin sonunda Yollar’ın girmesini sevdim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder