Pazartesi, Ağustos 12

Neydi O Geçen Sezon!


"Biraz da kendimizi övelim" diyeceğim ama övülecek pek bir şey yok.

Geçen sene La Liga başlamadan önce Socrates, benden bir lig değerlendirmesi istemişti. "Ne olur nasıl biter, bizi neler bekliyor?" gibi sorulara cevap aramıştık. Blog sayesinde geri dönüp bir bakalım istedim.

Malum geçen sezon, uzun bir aradan sonra Ronaldo olmadan bir La Liga izledik. Transfer dönemi de oldukça durgundu. Real, Barça ve Atletico pek fazla yaprak kımıldatamamış, diğerleri de onlardan aşağı kalmamıştı. O nedenle ben de zirvede ve sıralamada çok fazla değişiklik olmayacağını, yine büyüklerin öne çıkacağını ama öne çıkarken yıldızlardan değil kendi kaynaklarından faydalanacağını belirtmiştim.

Değişiklik olmama kısmı doğru çıktı. İlk üç sıra; Barça, Atietico ve Real oldu. Fakat süslü cümlelere gerek yokmuş. Sezonu yine en iyisi belirledi. Ronaldo da olmayınca, Messi adeta rakipsiz kaldı ve ligi çekip çevirdi.

Esasında olması gereken de buydu. Arjantinlinin yanına kimse kolay kolay yaklaşamazdı. Fakat sezonun hiçbir bölümünde hem takım olarak hem de bireysel rekabette ilgi çekecek ve zorlayacak bir alternatif çıkmadı.

Bu sezon öyle olmayacağını tahmin ediyorum. Öncelikle transfer dönemi çok hareketli geçti. Neredeyse tüm takımlar para harcadı. Real Betis bile gidip Fekir'i transfer edebildi. Aslında geçen sezon beni en çok heyecanlandıran takım onlardı fakat onlar da ligi onuncu sırada bitirebilmişti. Bu da yukarıda yazdığımız satırlarla örtüşüyor.

Dergideki tahminlerime dönersek, öne çıkacak genç oyuncu olarak Valencia'dan Ferran Torres'in adını vermiştim. Gerçekten ona çok güvenmiştim. Fakat çok fazla ilk 11'e giremedi. Gol sayısı ikide kaldı. Yine de yazı iyi geçirdi ve U19 Avrupa Şampiyonası'nda kupayı kaldıran takımına büyük katkı verdi. Finalde de Portekiz'e iki gol attı. Belki bu sezon, benim tahminimi haklı çıkartabilir ama bu sefer önünde çok ciddi bir rakip olacak: 126 milyon Euro'luk Joao Felix!

Geçen sezona dönersek; genç sayılırsa 22 yaşındaki Brais Mendez, Mikel Oyarzabal, Dembele gibi isimleri sayabiliriz. Fakat daha alt kuşaktan gereken ışık gelmedi.

Dikkat edilecek teknik direktör olarak Antonio Mohammed'in adını vermiştik. El Turco lakablı Arjantinli teknik adam Kasım ayı biterken ülkesine dönmek zorunda kaldı. Celta Vigo gibi iyi bir kadroya sahip olan takımı ateşe attı. Gerçi belliydi; ya vezir yapacaktı ya rezil edecekti. Celta güç bela ligde kaldı. En iyi teknik direktör ödülü ise Getafe'den Jose Bordalas'a gitti. Sonuna kadar hak etti. Düşük bütçeli takımına Şampiyonlar Ligi hayalini gösterdi ama beşinci sırada kaldı. Getafe ile bu ödülü kazanan son teknik direktörün Bernd Schuster olduğunu hatırlatalım.

Lige yanı çıkan takımların, özellikle de Valladolid ve Huesca'nın küme düşeceğini düşünmüştüm. Vallecano ve Huesca düştü, Valladolid güç bela ligde kaldı. Düşen üçüncü takım Girona oldu, hiç de şaşırtıcı değildi. Bu sezonun yenileri Osasuna, Mallorca ve Granada aynı şekilde zorlamaz. 

Ayrıca deplasmandan toplanan puanların çok önemli olduğunu yazmıştım. Barcelona 87 puanın 39'unu deplasmandan aldı ve bu alanda ligin en iyisi oldu. Atletico Madrid deplasmanlarda 11 puan daha az topladı ve sezon sonunda 11 puan farkla ikinci sırada kaldı! Doğru tahminlerden biri olarak kenarda durabilir.

Fakat diğer yandan, son yıllarda şampiyon olan takımın en az 100 gol attığını belirtmiştim. Barcelona son dönemin en az gol atan şampiyonu oldu ve 90'da kaldı. Fakat ligin en çok gol atan ikinci takımı Real Madrid'e 27 gol fark attılar!

Yeni sezon öncesi benzer tahminlerim yok. En azından üzerine çok fazla düşünmedim. Fakat Süper Lig'den sonra en sevdiğim ligi yine büyük heyecanla bekliyorum. Şampiyonluk yarışı, puan durumu ateşi, matematiksel hesaplar çok heyecanlı geçmiyor belki; günün sonunda üç takım arayı açıyor ama oynanan futbol hemen her maçta beni tatmin ediyor

Televizyon başında oturup La Liga izleyelim!

Hiç yorum yok: