Cumartesi, Ağustos 22

Yeni Bir Oyuncu


En iyi zamanlarında Jesus Navas hayranı değildim. Gerçi en iyi zaman ne zaman ki? Bence bu zaman işte...

Fakat kabul etmek gerekir ki, Navas'ın gençliğinde seveni, hayranı çok daha fazlaydı. Çok estetik, çok yetenekliydi. Çalım atamayacağı savunmacı yok gibiydi. Topla dans ediyor gibiydi. Youtube videoları varsa (illa vardır ama ben izlemedim) kesinlikle çok keyiflidir. Otur izle. Fakat maça gelince... Hep bir eksiklik. 

Tabi en üst seviye için bu yorumlarımız. Yoksa yıllarca La Liga'da oynamak, araya bir Manchester City sıkıştırmak, kariyeri boyunca milli takım eklemek boş işler değil. İyi oyuncuydu. Çok iyi olabilirdi ama o iyide  kaldı. Bir hücum oyuncusuna göre skor katkısı hep düşük kaldı. Sezon içinde 5-6 golden fazlasını atamadı. Asist sayıları da çok yukarıya çıkmadı. Her defasında bir çalım daha fazlasını isteyince topu kaleye yollamak hep ikinci planda kaldı. İşte yukarıda bahsettiğimiz eksiklik oydu. Kendisi iyiydi ama büyük resme bakınca takıma katkısı kısıtlıydı.

City dönüşü Sevilla'da kariyeri kısa sürede sona erecek sanmıştım. Hızlıca düşüşe başlayacağını düşünmüştüm. Fakat yanıldım. Ama o da beni yanıltmak için başka bir yol denedi. Artık bambaşka bir oyuncu. O artık bir sağ bek. 

Sadece bir pozisyon değişimi değil elbette. Oyuna bakışı, oyun anlayışı, sahadaki duruşu; her şeyi değişti. Bazı iyi hücum oyuncularının yaş aldıkça savunmaya geçtiğini çok gördük. Fakat o oyuncuların hemen hepsinin oyun karakterleri de değişim için uygundu. Mesela ben Navas'ın bek olacağını tahmin etmezdim. Onun rakip kaleden uzaklaşacağını, maç içinde daha az topla oynamayı kabul edeceğini düşünemezdim. Bunu onaylatmak için çok önemli bir ikna kabiliyeti gerekiyor. Kariyeri boyunca topla vedalaşamayan ve o yüzden çıtasını yukarıya çıkaramayan bir oyuncudan bu fedakarlığı yapmasını istemek ve ona kabul ettirmek çok önemi bir iş. Tabi ki sadece teknik direktörlerin ikna gücüyle alakalı değildir, aynı zamanda Navas'ın da bunu istemesi gerekiyordu.

Navas 34 yaşında, 35'e girmek üzere. 1985 doğumlu. 2004-2005-2006 yıllarında ilk defa sahne almaya başlamıştı. O dönem Galatasaray'ın sağ kanadında da 1984 Aralık doğumlu Sabri oynuyordu. Renkli gözlü, genç, iki sağ kanat oyuncusu arasında benzerlik yakalamak istiyorduk. Fakat işler beklediğimiz gibi olmadı. Biri Premier Lig'e kadar giderken, diğeri Türkiye'de sıkıştı kaldı. Gerçi Navas City'e transfer olunca, Türkiye'de "Sevilla Navas'ın boşluğunu doldurmak için Sabri'yi istiyor" haberleri çıkmıştı ama inandırıcı değildi. Zaten o yıllarda Sabri çoktan bir sağ beke evrilmişti bile. 

Her ne kadar Sabri hakkında yapılan tartışmalarda azınlıkta kalsak da, Sabri'den de daha farklı bir kariyer beklemiştik. Burada Sabri tartışmaları yapılırken, Navas İspanya futbolunun altın döneminde yer aldı. Sayısız kupa kazandı. Sevilla'nın UEFA hanedanlığı onunla başladı. İspanya'nın kupa kazanan 2010 ve 2012 kadrolarında yer aldı. Biz Sabri'den Navas olmasını bekledik, olmadı. Yıllar geçti; bu sefer Navas, Sabri oldu. İyi de oldu. Onu izlemek ilk defa bu kadar büyük keyif veriyor... Üstelik eskisinden daha çok asist yapıyor. Ve o yaşta halen milli takıma seçilmeye devam ediyor.

Hiç yorum yok: