Türk sinemasını komedi filmleri ayakta tutunca, gişe yapan filmlerin türevleri de hemen arkasından geliyor.
Sivas'ta çekilen Düğün Dernek'in ardından, Tokat'ta çekilen Çarşı Pazar'ın gelmesi de bu anlamda değerlendirilebilir. İsimlerin fonetiği bile benzer. Hatta Çarşı Pazar'ın konusu da Çakallarla Dans 2'de olduğu gibi yine yıkılan bir çarşı ve yerine yapılan AVM projesi...
Aslında Çarşı Pazar'ın benzerlerini daha eskilerde de bulabiliriz. Biraz Yeşilçam havası var. Nedense bu cümle, günümüzde bir övgü olarak kullanılıyor. Oysa pek övülecek bir durum değil. Klişeye fazla bulaşan, didaktik kalan, kendini aşamayan filmleri bu çatı altına sokabiliriz.
Mesela eski Türk filmlerinde de toplu konut projesi için mahalleye gelen zenginleri görür ve oradan doğan bir aşk hikayesi ile beraber direniş mücadelesi izlerdik. Çarşı Pazar da aynı telden çalıyor.
Film vizyona gireli altı sene oldu. Başarı sağlayamadığını ortaya çıkan rakamlardan gördük. Yorumlar da pek olumlu değildi. Fakat Güldür Güldür'ün ilk ekibini beğenirim. Yalan yok, az gülmedim. Erdem Yener'i de uzun metrajda görmek istediğimden, altı sene sonrasında dahi olsa açıp izledim Çarşı Pazar'ı... Sıkıcı bir öğleden sonrayı değerlendirmek için fena tercih olmayabilirdi.
Oyuncu kadrosu fena değil. Her oyuncunun kendine has bir hayran kitlesi de vardır. Fakat ortaya çıkan ürün iç açıcı değil. Oyuncuların da en iyi performansları değil. Belki de onlar da projeye pek inanmamıştır.
Vizyon zamanı yapılan bazı yorumların bir kısmında "Beklentiyi düşürerek gelin" deniyordu. Bu da aslında ortaya çıkan ürünün yetersizliğinin farkında olma durumuydu herhalde. Diğer yandan son 10 yılda ortaya çıkan komedi filmleri düşününce, Çarşı Pazar alt sıralarda yer almaz.
Fakat biraz beğeni toplasaydı devamı da çekilirdi. Çekilmediğine göre sonuç ortada...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder