İrfan Buz'u ilk olarak Galatasaray ile Bursaspor arasında oynanan Türkiye Kupası yarı final maçında tanımış ve açıkçası baya sinir olmuştum. Daum'un ayrılmasının ardından Bursaspor'da göreve başlamış bir emanetçi hocaydı. O akşamki coşkulu ve gösterişli hareketleri nedeniyle onun tribüne oynadığını ve bu sebepten dolayı da uzun bir kariyeri olmayacağını tahmin etmiştim. Yanılmışız.
Bursaspor'dan sonra kısa bir Gençlerbirliği kariyerinin ardından Yeni Malatyaspor'a geçti. Geçen sezondan beri orada. 1.Lig gibi devamlı teknik direktör değişen bir ortamda 1.5 sene aynı takımda kalmak çok büyük iş. Tabi en büyük iş, o takımı şampiyon yapmak olurdu. Adam onu da yaptı.
Üstelik Malatyaspor, sezon başında ligin favorisi de değildi. Sivasspor, Eskişehirspor, Göztepe, hatta şimdi çok gerilerde kalan Adana Demirspor, Samsunspor gibi takımlar çok daha şanslıydı. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Her anlamda büyük iş. 35 yaşındaki Sedat Ağçay'ın yönlendirdiği bir takımdan bahsediyoruz.
Malatyaspor, 14 Mayıs 2006'da küme düşmüştü. Oradan isim değişikliğine kadar uzanan bir çöküşe girdiler. Ve tekrar bir 14 Mayıs günü Süper Lig'e yükseldiler. İyi hikaye.
Malatyaspor'un küme düştüğü günü hatırlıyorum. Aynı gün Galatasaray, Fenerbahçe'yi geçerek şampiyon olmuştu. Ertesi gün okulda Zonguldaklı ve Fenerbahçeli olan bir arkadaş; Galatasaraylı ve Malatyalı olan bir arkadaşa "Nasıl küme düştünüz ama" diyerek dalga geçmeye ve bu sayede akşam yaşanan tarihi anları unutturmaya çalışmıştı. Çok uzun odaklı olmasa da işe de yaramıştı. O nedenle, devamlı yanında oralardan birilerini bulabileceğin şehir takımlarını severim. Malatyaspor da bir renktir. İnşallah sezon boyunca, geçen sene yükselen Adanaspor gibi çelimsiz kalmazlar ve tüm lige zor deplasmanlardan birini yaşatırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder