Eleştirmenler tarafından hiç beğenilmeyen 2015 yapımı bu filmi seveceğimi düşünüyordum. Fikir ilginçti çünkü. Ernest Hemingway, ömrünün son dönemlerinde Küba'daydı ve Küba'da devrim ateşi yanmaya başlamıştı.
Birinci Dünya Savaşı'nda askerde olan, en iyi kitaplarından birini İspanya İç Savaşı'na yazan, ömrünün son dönemini Küba'da geçiren bu adamın yaşam öyküsü cezbediciydi. O öykünün belli bir parçasına odaklanmak bile çok değerli olabilirdi.
Fakat, eleştirmenler kadar olmasa da aradığımı çok fazla bulamadım. Belki de bir-iki kitabını okuduğum ve özel hayatına dair çok fazla bilgisine sahip olmadığım bu adamı daha iyi tanımam gerekiyordu. Yine de filmin ilk yarısı; hatta daha da fazlası, çok iyi ilerlemişti. Sonlara doğru artık sıkılmaya başladık. Bu güzelim konu, basite kaçmalar ve herhalde gişeyi düşünme kaygıları nedeniyle istenilen noktaya ulaşılmamış sanki. Daha çok yapımcı kimliği ile bilinen Bob Yari'nin yönetmen koltuğunda olması da biraz sıkıntı yaratmış olabilir. Yari, kariyerinde sadece iki film çekmiş ve ilki 1989'daymış. Yani Yari'nin 26 yıl sonra yönetmenlik deneyiminde bulunması en çok bizi yaraladı. Sonuçta ezberleri zihinden atamazsınız. Yapımcı birinin yönetmen olarak en büyük isteği salonu doldurmaktır. Bu hedef işe yaradı mı bilmiyorum ama film direğe çarpıp auta çıkmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder