Beklenmedik şekilde karşımıza çıkan güzel filmlerden...
Öncelikle IMDB notuna aldanmamak gerek. Herhalde bazı çevreler bilerek negatif puanlarını vermişler. Zira Ricky Gervais'in yazıp, yönettiği ve oynadığı filmin ana konusu din ve toplum eleştirisi.
Film güzel, komik, hoş ama ticari kaygılar da çok belirgin. Mesela eleştirel kısımların ağırlık basma ihtimali biraz korku yaratmış olsa gerek, bana göre çok sıkıcı ve uzatılan bir aşk hikayesi eklenmiş. Bazı espriler de tekrara gidilmiş gibi. Sanki daha fazlasından (daha rahatsız edici) kaçınılmış. Ortaya çıkan, inançlı biri olan beni bile rahatsız etmedi ama tabi herkes de benim kadar hoşgörülü değildir! Zaten filmde de din eleştirisinden çok toplum eleştirisi yapıldığını düşünüyorum. Ya da konu istemeden oraya dönmüş. Bu konuda da özellikle ateistlerin, fazla sert olmadığı konusunda eleştirileri var. Yani adamlar ne İsa'ya yaranabilmiş ne Musa'ya!
Konu da ilginç. Hiç yalan söylenmeyen bir dünyada, adamımız Mark (Ricky Gervais) yalanın işe yaradığını fark ediyor ve yalanlarına inanan çevresi de onun peşinden gidiyor. Böyle anlatılınca olmadı tabi, izlemek lazım.
Bu arada tüm bu komedinin başı bir drama ile başlıyor. Mark'ın ölüm döşeğindeki annesi ile konuşması birçok dramatik filme konu olması gereken düzeyde. Vurucu ama duygu sömürüsü yok, üstelik hemen arkasından mizah geliyor.
Kurgu ilginç, espriler güzel, arada ufak rollerde Edward Norton, Seymour Hoffman, Tina Fey gibi isimler var. İzlenebilecek, çıtır filmlerden...Keşke Jennifer Garner olmasaydı.... Bu arada Soundtrack de çok başarılı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder