Katar'a Dünya Kupası verilmesinin insan hakları konusu sınırında değerlendirilmesini bir Batı riyakarlığı olarak tanımlamıştık. O noktada halen aynı fikirdeyiz. Ve tabi ki Katar'daki insan hakları ihlallerine sırt çevirecek veya yok sayacak değiliz. Fakat Dubai'deki otellerde kalıp, Katar'daki Dünya Kupası'na sırt çevirmek veya Rusya'daki organizasyonda turlayıp Katar'ı protesto etmek bana çelişkili geliyor.
Fakat zaten FIFA'nın, veya bu tip kurumların, bu konuları dikkate alarak karar vermesi gerekir. O kısmı da ıskalamam lazım. Fakat bu alan, yazımızın konusu değil.
Biz yine de Katar'da organizasyon düzenlemenin saçmalıklarından bahsetmek zorundayız. Sorumlu bir blogger yayıncılığı bunu gerektirir. Katar, insan hakları konusunda örnek bir ülke olsaydı bile şu haliyle Dünya Kupası'na çok fazla zarar veren bir organizasyona imza atıyor.
Zaten soru çok net ve kısa: Şu an Dünya Kupası havasına girebilen var mı? İklimi ile coğrafyasıyla Katar'da bir Dünya Kupası düzenlemenin getirdiği zarar aşikar değil miydi? Belki, sıcak para akışı gözlerin açılmasına neden olmuştur ama kimsenin takmadığı bir turnuvaya imza atmak için değer miydi?
Bu ara Netflix'teki FIFA Uncovered belgeselini izliyorum. Henüz iki bölüm izledim. Tabi bilmediğimiz hususlar değil ama meraklısı için iyi bir FIFA özeti var. Haliyle organizasyonun Katar'a nasıl gittiğini net bir şekilde görebiliyoruz. Fakat yine de, tüm rüşvet ve ilişkiler ağının yanında, bir insan kendi ürününü bu hallere sokar mı?
Yukarıda sorduğum soruya ben cevap vereyim. Şu an ben Dünya Kupası değil de Uluslar Ligi izliyormuşuz gibi hissediyorum. Bu mevsimde, bu takvimde, o coğrafyada böyle bir turnuva olur mu?
Aklımızda mesela Galatasaray-Fenerbahçe şampiyonluk yarışı var, Şampiyonlar Ligi'nde gaz alınmış. Her ülkede yerel yarışlar ateşini harlamış. Diğer yandan futbolcular da hala ayıklamadılar durumu. Kampa geldiler, selamünaleyküm, aleykümselam dediler ve sahaya çıktılar. Doğru dürüst hazırlık maçı bile oynamadılar.
Tam, "Nereden çıktı bu ara" dediğimiz Uluslar Ligi haftaları gibi işte. Kim takar Dünya Kupası'nı?
Eskiden Dünya Kupası zamanları tüm dünyada futbol da dururdur. Tabi düşük seviyeli ligler devam ederdi ama herhangi bir Dünya Kupası maçı ile rekabet edebilecek bir karşılaşma da olmazdı.
Önceki gün, yani turnuvanın ilk günü, aynı saatlerde olmasa da bu sezonun müthiş ekibi Benfica'nın kupa maçı ile Katar-Ekvador karşılaşması aynı güne denk geldi. Bakıyoruz, Benfica'nın maçında daha çok yıldız oyuncu var. Rafa Silva, Grimaldo falan oynuyor. Katar - Ekvador maçında Valencia dışında o ayarda topçu yoktu. O zaman neden izleyelim Dünya Kupası'nı...
Zaten saat 19.00 senasında benim tercihim Sakarysapor-Bandırmaspor karşılaşması oldu. Dünya Kupası maçından daha mı kaliteliydi? Belki değildi. Ama bizim ülkemizin en önemli ikinci liginde yarış devam ederken, nasıl bakalım Dünya Kupası maçına? Bu arada altı gol oldu orada; diğer maçın üç katı...
Yazın turnuva düzenlemek gelenek olmuş bizim için. Bünyemiz ona alışmış. DNA'mız ona şartlanmış. Gerçi Güney Yarımküre'de durum tam tersi. Hatta çok merak ediyorum, onlar ne düşünüyor bu konu hakkında. Fakat biz alışmışız uzun ve sıcak yaz gecelerinde hep beraber kupa maçlarını izlemeye. Çok da yakışıyordu birbirlerine. Dünya Kupası, bir yaza merhaba partisiydi. Boşuna "Bir yaz gecesi rüyası" diyerek anlatmadılar hikayelerini turnuvaların sürpriz yapan takımları. Çay bahçelerinde, püfür püfür bir havada hep beraber maç izlemek varken şimdi ne oluyor peki? Fırtına yağmur, koştur koştur eve git maçı aç.. Hiç uyuyor mu konsepte?
Yine de bu konuyu Güney Amerikalı ile konuşmak isterim. Bir yandan da asil olmak adına, onlar da bu duyguyu yaşasın isterim. Veya en azından bu saçma sapan zamanlamanın en azından başka milletler için güzelliği olacağını düşünerek kendimi avuturum.
Coğrafya ise başka mesele. Tabi ki turnuvaların göz önünde olmayan, futbol alanında güçlü olmayan ülkelerde oynanmasına karşı değiliz. Fakat burada esas mesela, o ülkenin futbol seven, futbolu yaşayan bir halka sahip olması önemli. Futbolu o bölgelere yaymak önemli bir konudur ama altyapısı olmalı. Oysa Katar o ülkelerden değil. Katar'da zaten Katarlı yok. Ülkenin yarısı göçmen. Oturup kahvede maç izleyen kaç Katarlı vardır? Endonezya'da, Hindistan'da, Jamaika'da falan düzenlese evlaydı. En azından orada futbol topunun peşinden koşan, futbolu seven milyonlar var.
Bu turnuvanın Katar'da olması tamamen saçmalık ve bu saçmalıkları sıralamanın sonu gelmez. Asıl merak ettiğim, kendi ürününe bu kadar saygısız davranan FIFA'nın bundan sona ne yapacağı... Şu anda bile ipleri Katar'a bırakmış durumdalar. Alkolden, LGBT'den vazgeçebiliyor. Bunun tek sebebi para mı? Peki o gelen sıcak para, çok daha uzun vadede oluşacak marka gücünden daha mı yüksek, daha mı değerli?
Bu soruların cevabı çok. O yüzden de net cevabı yok. Zaman bize her şeyi gösterecek. Fakat net olan bir durum var. İkinci Dünya Savaşı sonrası başlayan modern Dünya Kupası, 2022'de dibe vurdu
"Dibe vurmak iyidir, sonra yükselirsin" mottosuna inananlar için belki de bu hayra alamet bir gelişmedir. Fakat her dibe vurma da yükselişin habercisi değildir. Dip, zirveden çakılanların mezarlarıyla doludur.
Bakalım Dünya Kupası hangi sınıfa dahil olacak? Cevap ortaya çıkana kadar biz Pendikspor - Eyüpspor maçından devam...